3. köprünün güzergahının belirlenmesinden sonra, tıpkı Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nde olduğu gibi İstanbullular arasında anlaşmazlıklar başladı.
Boğaziçi Köprüsü 1986, FSM ise 2003 yılından bu yana ideal kapasitesinin üzerinde araç taşıyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, daha önce 2000 yılında da kapasiteyi aşmış, ancak 2001 kriziyle birlikte araç sayısı düştüğü için sonraki 2 yıl içinde kapasiteyi fazla zorlamamıştı. Yıllardır kapasitesinin üstünde araç taşıması köprüleri yıprattığı gibi, geçiş güvenliğini de azaltıyor. Bakım için bir şeridin kapatılması durumunda ise İstanbul trafiği felce uğruyor.
KAÇINILMAZ OLDU Bu sebeple, üçüncü köprü ihtiyacı uzun zamandır hissediliyor. Temeli atılan tüp geçidin köprü geçişlerinde yaşanan tıkanıklığı azaltmayacağı gerçeği artık daha fazla dillendiriliyor. Dün olduğu gibi bugün de Boğaz'ın tabii dokusuna zarar vereceği gerekçesi ile projeye karşı çıkanlar olsa da, öncekiler gibi bu köprünün de yapılması kaçınılmaz gibi görünüyor. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkilileri; İstanbul'da üçüncü köprünün yapılması gerektiğini belirterek, "Ulaşımın şu anda yaşadığı sıkıntı meydandadır. Onun için hiçbir şekilde üçüncü köprüden kaçmamak gerekir. Bunu en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Çünkü İstanbul bunu istiyor" diyor. Şu anda üçüncü köprü için fizibilite çalışmaları Karayolları Genel Müdürlüğü'nce sürdürülüyor.
İSTANBULLU KARARSIZ Ancak ilk kez gazeteniz TAKVİM'in duyurduğu habere göre; aslında üçüncü köprünün nereye yapılacağına çoktan karar verildi. Buna göre; üçüncü köprü Anadolu Kavağı Yuşa Tepe ile Rumeli Kavağı Havan Tepe arasına yapılacak. Üçüncü köprünün güzergahının netleşmesinin ardından, tıpkı Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nde olduğu gibi yine şiddetli tartışmalar başladı. Kimileri Anadolu Kavağı ile Rumeli Kavağı'nın doğal güzelliklerine zarar geleceği endişesi taşırken, bazıları ise planlanan bu bölgelerin doğru karar olduğu görüşünde...