Ciddiye almadığımız horlama, ölüme bile yol açabiliyor. Oysa bu durumdan kolaylıkla kurtulmak mümkün... Radyofrekans tedavi yöntemiyle sorun aşılıyor.
Yanınızda horlayan bir insana tahammül etme sınırınız ne kadardır? Cevabınız büyük ihtimalle tabii ki "Hiç"tir. Horlamanın sadece yanımızdakine rahatsızlık vermediğini aynı zamanda kendimize de büyük zarar verdiğini biliyor muydunuz? Uzmanlara göre; horlamaya bağlı nefes durması sonucu her gece 2 kişi hayatını kaybediyor.
APNE: SOLUNUM DURMASI Horlama üst solunum yolundaki yumuşak dokuların (yumuşak damak, küçük dil ve bademcikler) uyku sırasında gevşemesi ve hava yolunda daralma ile bu dokulardaki titreşmeyle sesin ortaya çıkmasıdır... Uykuda solunum durmasına ise "uyku apnesi" adı veriliyor. Bu, tedavi edilmesi gerekli olan ciddi bir hastalık. Çünkü uyku apnesi hastalarında, örnek verecek olursak 3 kat daha fazla yüksek tansiyon ve felç görülüyor. Bu insanların kalp krizi geçirme riski de diğer kişilere göre 4 kat daha fazla.
ERKEKLERİ DAHA ÇOK VURUYOR Uyku apnesi başta kilolu insanlarda, genellikle de erkeklerde daha fazla görülüyor. Çünkü erkeklerde yağlar daha çok boyun bölgesinde yerleştiği için hava yollarında yığılmalara neden oluyor. Aşırı kilonun yanı sıra burundaki tıkanıklar, küçük dilde ve yumuşak damaktaki sarkmalar, küçük dilin büyümesi, burun kemiğinde eğrilikler gibi nedenler de horlamaya sebep oluyor. Uyku apnesinin en sık görüldüğü yaş dönemi ise 30-50 arası. Ayrıca horlama çocuklarda yaygın. İstatistiklere göre her 5 çocuktan 1'i ara sıra, her 10 çocuktan 1'i ise her gece horluyor. Bu durum çocukların günlük aktivitelerini ve okul başarılarını olumsuz yönde etkiliyor. Uyku apnesine ise özellikle 2-6 yaş arasında rastlanıyor. Sebepleri bademcik ve geniz eti olarak gösteriliyor. Diğer nedenler ise burun tıkanıklığı, astım, reflü, şişmanlık, tiroti bezinin az çalışması gibi hastalıklar...
BAŞARI ORANI YÜZDE 88 Radyofrekans, tedavi yöntemi olarak hastalara sunulan seçeneklerden biri. Radyofrekans dalgalarıyla solunum yollarındaki tıkanıkların giderildiği bu yöntemin başarı oranı ise yüzde 88 civarında. Medicana Hastanesi uzmanlarından Op. Dr. Esra Bicik, bu yöntemi özellikle burun içi eti büyümelerinde, küçük dil büyümelerinde ve sarkmalarında, damak çökmelerinde, dil kökünün büyümesinde uyguladıklarını belirtiyor. Radyofrekans, uygun hastalara tatbik edildiği zaman büyük ölçüde yararlı oluyor. Hasta ertesi gün rahatlıkla günlük yaşantısına devam edip işine bile gidebiliyor.