Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 28 Ekim 2007  
KONUYLA İLİŞKİLİ DİĞER YAZILAR
Bir çocuğa tebessüm bir eve umut-1
Kendilerini geliştiriyorlar

Bir çocuğa tebessüm bir eve umut-1

Yaşamın anlamını; üretmek ve paylaşmakta bulan 'Reçel Anneler'in hedefi daha çok eve ve çocuğa umut olmak Onlar seven insanın kanının eskimeyeceğini düşünüyor. Bu yüzden güne sevgiyle başlıyor, çalıştıkça da mutlu oluyorlar.



İyi niyetin ve anne sevgisinin zaferi 'Reçel Anneler'in hikayesi. Onları dinlerken Hollywood filmlerini anımsadık. Hani filmin kahramanları her şeyi yaparlar amaçlarına ulaşmak için. Ama bir nokta gelir ve artık pes ederler. İşte o noktada artık tek çare bir mucizedir. Reçel Anneler, o mucizeyi el emekleri, alın terleri, çocuklarının onlara duyduğu güven ve biraz da şansları sayesinde yakalamışlar. Tek amaçları üretmek, üreterek birilerinin hayatını güzelleştirmek. 'Bir çocuğa tebessüm, bir eve umut olmak'... Reçel Anneler'in muhteşem hikayesini bir Reçel Anne olan Cavidan Doğusoy'dan dinledik.

* Reçel Anneler ilk defa nasıl bir araya geldi?
Dostluğa önem veren insanlardık. Çok genç yaşlarımızda tanıştık ve dost olduk. Bazı üyelerimiz 1978 yılından beri beraber. En yeni üyemiz 17 yıl önce bizlerin arasına katıldı. Bu 17 yılda her gün birlikte olduğumuzu düşünürseniz, bir yaşam olduğunu anlarsınız.

* Birlikte bir şeyler üretme fikri nasıl ortaya çıktı?
Önce dosttuk, evlerde toplandık. Birlikte çay içtik, sohbet ettik. Biz de her kadın gibi modadan, eşlerimizden, çocuklarımızın eğitiminden konuştuk. Herkes gibi güldük, ağladık. Ama zaman içinde hayatın işleyişine baktığımız zaman duyarlı olmamız gerektiğini fark ettik. Çünkü bu yaşam, yalnız bize verilmedi. Bu dünya da yalnız bizim değildi.

YAŞAMANIN ANLAMI
* Peki, bu uyanış sizi neye yönlendirdi?
Yaratılan her zerreyle ilgilenmeye başladık. Sonunda gördük ki, evrende her şey birbirine hizmet etmekte. Arılar polenlere, rüzgarlar toprağa, toprak ekine, ekin bize... Böyle süregelen bir hizmet olduğunun farkına vardık. Ve anladık ki, yaşayabilmek için yaşatmak gerek! Çünkü her şey birbirine çok bağlı.

* Bu düşünceler sizi harekete geçirdi. Nasıl bir süreçti? Nasıl başladınız yaratmaya?
Bir şeyler yapmaya karar verdiğimiz zaman, neler yapılması gerektiğini düşündük. Biz neler yapabilirdik, bunu tartıştık. Gerek yaşımız, gerek bütçemiz ve elimizde bize ait kullanabileceğimiz kabiliyetlerin ne olduğuna baktık. Sonuçta 1992'de yine bu sokakta Aylin Sanat Evi'ni kurduk.

BÜYÜK BİR AİLEYİZ
* 'Aylin' isminin kaynağı nedir?
Aylin, benim kızımın ismi. Ama neden kızımın ismi? Diğer çocuklarımızdan bir ayrıcalığı yok. Ben eşimi 1982'de kaybettim. Kaybettikten sonra bütün anneler Aylin'e anne oldular. Ve grubun babaları da aynı şeyi yaptı.

* Aylin şu an kaç yaşında?
37 yaşında. Hâlâ anneler ona aile, zaman zaman da abla oluyorlar. Babalar halen ailesi. Grubun ortak çocuğu olarak yetişti. Okulu, arkadaşları, flörtleri, her şeyi grubun içinde meydana geldi. Onun ihtiyaçları birlikte karşılandı. Bu yüzden kültür-sanat evine onun adını verdik. Yoksa diğer çocuklarımızdan ayrıcalıklı değil.

* Kurulduktan sonra neler yaptınız?
1992'de yapabileceğimiz şeyler ne yazık ki, çok sınırlıydı. Kültürel turlar yaptık. İnsanlar eğlenirken düşünsünler ve öğrensinler istedik. Türkiye bu konuda çok zengin. Fakat bu turlardan bütçe olarak fazla bir şey kalmadı. Ama zaten bunu yaparken maddiyatı düşünmemiştik. Sadece kültür amaçlıydı. Sohbetler yaptık. Haftada iki gün kapımızı herkese açtık. Oldukça kalabalık gruplarla sohbet etme şansını yakaladık.

* Konuları nasıl seçtiniz bu sohbet-lerde?
Kadınlarla aile içi şiddeti, ensest ilişkileri, çocuk eğitimini konuştuk. Çok zaman edebiyattan, mesneviden bahsettik, bunları tartıştık.

* Kimler katıldı bu sohbetlere?
Biz konuşmaları yaparken katılan konuklarımız arasında edebiyatçılar, sosyologlar da oluyordu. Onlar da bize konuların bilimsel yönlerini açıklıyordu. Ama genelde hep birlikte sohbet ettik, samimiyetle dertleştik.

* Neden böyle bir dertleşme ortamı yarattınız?
Bizce en güzel şey, bir kadının başına gelenlerin sadece onun başına gelmediğini öğrendiği andır. Yalnız olmadığını bilmek o kadını güçlendirir. Hepimiz hayatımızdan getirdiğimiz tecrübelerimizi paylaşırken onlar da kendilerini bize açtılar.

MESNEVİ'DEN KONUŞTUK
* Terapi gibi mi oldu bu söyleşiler?
Bir anlamda terapi grupları oluşturduk. Belki olayların içinde daha dik durabilmeyi de öğrendik. Uzun süre böyle devam ettik. Bunları yaparken mesneviye, edebiyata, Halil Cıbran'a zaman zaman da Kur'an'a değindik. Yapabileceğimiz şeyler sınırlıydı. Kendi kabiliyetimize göre, kendi bilgimize göre bilgiler vermeye çalıştık. Bir arkadaşımız akademide profesördü, bizlere ücretsiz halı dersleri vermeye başladı. Üç tane kişisel sergi açmayı başardım bu halı düğümleriyle. Sonra tekniğimizi geliştirdik ve bunu başkalarına da öğrettik.

* Ama bunlarla yetinmediniz, neden?
Hem açtığımız yerin kirası, hem giderlerimiz derken karşılayamaz duruma geldik. İki gün açalım dedik, ama kendimizi buraya gelmekten alamadık. Bu yüzden de hep başka çareler aramaya başladık. Bütçe oluşturmak için bir şeyler üretmeye karar verdik.

ÇİN MALLARI
* Neler ürettiniz?
Şallar çok modaydı, pullar, incik boncuk. Örgüler örmeye başladık. Fakat pazar çok yakınımızda ve Çin malları her yeri basmış durumda. Her şey çok pahalıya mal oluyordu. Bu arada zaman da yetmiyordu. El emeğinin çok değerinin kalmadığını anladık. Hepsini bıraktık.

* Hepimiz üretmeyi seviyoruz. Ama bu sizde bir tutku halini almış. Bu, nasıl oluştu?
Bizi dinlemeye gelenlerden bir ders çıkardık. Her şeyin konuşarak olmadığını anladık. Yani 'Birine ayakta dur' demek yeterli değil. 'Birine oku, eğitimini devam ettir' derken, bu şartları sağlamamız gerekiyor. Bunları düşününce paraya ihtiyacımız olduğunu anladık. Ama bizler emekli insanlarız, bizim bütçelerimiz de belirli. Bu yüzden bir şeyler üretip satıp, para kazanmamız gerekiyordu. KİTAP ALMAKLA OLMAZ

* Ama birçok insan bu kadar büyük işlere kalkışmadan da çocukların eğitimine yardımcı olabiliyor. Siz büyük riskler almışsınız.
Kendimizi kandırmamayı seçtik çünkü. Bir çocuk okula gideceği zaman önlük alıyorsunuz, çanta alıyorsunuz, çok çok bir de ayakkabı alıyorsunuz. Sonra da 'Ben bu çocuğun eğitim masraflarını karşıladım' diyorsunuz. Böyle bir şey yok diye düşündük. Daha detaylı ne yaparız, diye sorduk. Ve hiçbir şey bulamadık.

* Büyük bir hayal kırıklığı olmalı. Sonuçta içinizde istek var, ama tünelin sonu görünmüyor. Ne yaptınız bu durumda?
Ticari bir piyasa. Bizler ev hanımı olarak burada oturarak hiçbir şey bulamadık. Konuşmayı da kestik, kapıları da kapattık. Dışarıya da konuşmuyoruz, bir işe de yaramıyoruz, oturup duralım dedik. Pes ettik bir anlamda. Ama hayata karşı değil. Kendi içimize kapandık uzun bir süre.

İFTAR VERDİK
* İnanılmaz bir moral bozukluğu, ama pes etmediniz? Reçel aklınıza nereden geldi?
2005'in Ramazan'ında tüm moral bozukluğumuza karşın iftar düzenlemeye karar verdik. Zaten senelerdir sürdürdüğümüz bir alışkanlığımızdı. İftarda kuruyoruz soframızı sahura kadar açık tutuyoruz. Kimin nasibi varsa gelip yesin diye... Bu sofraya herkes evinden bir şey getiriyordu. Tabii yaptığımız reçelleri de koyduk masamıza.

* Eminim sofrada birçok farklı yiyecek vardı. Ne oldu da reçeller bu kadar ön plana çıktı bir anda?
Ramazan o sene yaz sonuna denk geldi. Birer kiloluk çilek, kayısı, incir reçeli falan yaptık. 'Sadece konuşmak yeterli değil'


Nilgün K. TAHMAZ

DİĞER SAKLAMBAÇ HABERLERİ
84 yıl önce bir geceTriko aşkına!
20 dakikada diz ağrısına veda etSavaşçı kraliçe Zenobia
Bir çocuğa tebessüm bir...İpucu 'düğmeye' bastı
Ekranlarda gibi yenilikAsya, her ruha deva
Çocuklar eğlenirken...LG klimalar durakları...
Dyson'dan hiçbir şey kaçamaz!Geleceğin otomobilleri
Acil servisAşk mesajları
Çelebi Çiçek ile tarot kartları
GÜNCEL
Öğrencileri Öğrencileri fişlediler
Okulda hırsızlık olunca, öğretmenler 62 öğrencinin parmak izini aldı...
Fair-Play ödülü psikolojisini...
Şırnak'ta kardeşlik mitingi
Maaşlarda eşitlik
Bir iş 110 şirkete havale
Yemek seçen çocuk özeldir
3 hayat kurtarın
SPOR
Fener'in Fener'in adı yetti: 2-1
Alex, Deniz ve Kezman gibi yıldızlarından yoksun Kanarya, 7'de Tümer...
Biraz ciddiyet lütfen
İşte müthiş plan
Canaydın el koydu
Listesi kabarık
Önce idman sonra imza
Timsah yine gülemedi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Parçalı Bulutlu 19°C 12°C 
ANKARA Parçalı Bulutlu 17°C 4°C 
İZMİR Az Bulutlu 24°C 13°C 
ANTALYA Az Bulutlu 29°C 19°C 
ADANA Az Bulutlu 28°C 13°C 
EKONOMİ
IMKB E: 56.446,590 D:% 1,29
DOLAR S: 1,188 D:% -0,54
EURO S: 1,708 D:% -0,06
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
MAGAZİN
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku