İki devreli maç
Maçın öncesine gittiğimizde Galatasaray'ın havası yerindeydi. Önemli 2 adamının yokluğu kafile üzerinde paniğe yol açmadı. Zaten Kalli de maçtan önce düzenlediği basın toplantısında geçen yıl Bordeaux'ya karşı oynayan Galatasaray'dan daha iyi futbol oynamak istediklerini belirtmişti. Nitekim bu atmosfer başlangıçta maça yansıdı. Özellikle ortasahada solda Arda, sağda HasanŞaş arkalarında Volkan-Uğur göbekte Song-Servet önlerinde Linderoth ve Barış hepsi mükemmele yakın oynadılar. Özellikle Arda ilk 45 dakikaya damgasını vurdu. Geçen yıl onu attığı kafayla anımsaya Bordeaux'lulara bu kez nasıl bir futbolcu olduğunu da gösterdi. Linderoth da yine çalışkan kimliğiyle arı gibi vızır vızır ortasahada çalıştı durdu. HasanŞaş da sağ kanatta elinden geldiğince çalıştı. 19. dakikada iyi oyun semeresini verdi. Linderoth'un uzun akıl dolu pasında ÜmitKaran kendini yerde buldu. Orta hakem Malek yandaki arkadaşının uyarısıyla penaltı noktasını gösterdi. Nonda güzel bir vuruş yaptı, adıyla adaş ChabaniDelmasStadı'nda Galatasaray'ı 1-0 öne geçirdi. Ama aynı Nonda kaçırdığı fırsatlarla ilk yarıda bitecek maçı nerelere taşıdığını aklına bile getirmiyordu. Nonda'yla birlikte ÜmitKaran'da yüzde yüz denilebilecek çok önemli fırsatlarda oldukça cömert davranıyor, tribündeki gurbetçileri üzüyorlardı. Sonuçta ilk yarı ahlarla vahlarla ama tam anlamıyla Galatasaray'ın üstünlüğüyle kapandı. Akıllarda sadece kaçan golleri arayıp aramayacağımız sorusu kalmıştı. 2. yarıda şemsiye adeta tersine döndü. Gereksiz panik belki de skoru koruma telaşı tabloyu aleyhimize döndürdü. Defanstan şişirerek oyun kurmadan çıkarmaya çalıştığımız her top nerdeyse kalemize tehlike olarak geri döndü. Üstü üste 2 şok gol yedik. 73. dakikaya kadar sahamıza hapsolduk. Bu dakikadan sonra Nonda ve Ümit'le bulduğumuz pozisyonlar yine boşa gitti. Sürekli kendimizi yere bırakma hastalığımızla, orta hakemi ne yazık ki olumsuz etkiledik. Maçın sonlarına doğru ÜmitKaran'ın tribünden bize göre penaltı olarak gördüğümüz pozisyonada devam işaretini yedik. Galibiyet umutlarıyla en azından 1 puan beklentisiyle geldiğimiz Bordeaux'dan ne yazık ki eli boş dönüyoruz. Adeta çift devreli bir maç izledik. İlk yarıdaki Galatasaray'ı ne yazık ki 2. yarıda bulamadık. İlk 45 dakikadaki futbolu sergilediği sürece Galatasaray bu gruptan çıkacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın.