Takım olamayınca
Futbolda başarının olmazsa olmazı "Takım" olmaktır. Futbol maçında bazı anlar vardır ki, mücadelenin neden kazanılmadığını en belirgin şekilde size gösterir. Örneğin Beşiktaş3-2 önde iken Burak oyundan yavaş adımlarla çıkıyor, hiçbir Trabzonsporlu buna tepki göstermiyor. Maçın son 10 dakikasında Beşiktaş'tan Rüştü kırmızı kartla oyun dışı kalıyor. Rüştü'nün atılmasıyla rakip 10 kişi kalıyor, üstelik kaleye geçen isim Bobo. Fakat Trabzonsporlu oyuncular, rakibi baskı altına alıp rakip kaleye daha fazla atak girişimlerinde bulunacağına maçın temposunu Beşiktaş tayin ediyor. Kimse kusura bakmasın, Trabzonspor eskiden kendisini var eden takım olma bilincini tamamen yitirmiş. Gelelim maça. İlk 5 dakikada kazanılan iki gol. Hem de Beşiktaş gibi rakip karşısında. Her ne kadar Beşiktaş savunmasının bu gollerde yardımı olsa da öne geçen bir takımın moral kondisyonu üst düzeye çıkar. Bu da oyuncuların özgüvenlerini arttırır. Rakip ise psikolojik yönden düşüş yaşar. Ama bu maçta tersi oldu! 2-0'dan sonra Trabzonsporlu oyuncularda aşırı telaş ve panik başladı. Savunma için söylenecek tek söz savunmama! Beşiktaş savunmasına nazire yaparcasına Celaleddin'in iki büyük hatası sonucu maç bir anda 2-2 oldu. Yalnız Trabzonspor önde iken yapması gerekenler vardı. Beşiktaş'ın maçlarını göz önüne getirdiğimizde Tello'nun kullandığı serbest vuruşların çok etkili olduğu bir gerçek. Yani rakibin en büyük silahı. Trabzonsporlu oyuncular kenarlarda o kadar gereksiz fauller yaptılar ki, anlamak mümkün değil. 2. yarı ise Trabzon'da değişen hiçbirşey yoktu. Kendisinden çok şeyler beklenen oyuncuların performansları düşündürücü. Bir maç kazanılır ya da kaybedilebilir, ama büyük takımsanız 2-0'dan sonra rakibinize üç gol dışında sayısız gol pozisyonu veriyorsanız sorgulanmanız gerekir.