Bugüne kadar 10 binden fazla aileyi tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi yapan Prof. Dr. Kahraman'ı, en çok etkileyen şey; Türk halkının karşılıksız sevgisi, duygusallığı ve minnettarlığı....
Tüp bebekle ilgili çalışanlar, bu yöntemde başarıyı artırmak için yeni mucizevi yöntemlerin geliştirilmesini bekliyorlar. Aslında bunları beklemeden bugün var olan tekniklerle 38 yaşın altındaki kadınlarda tüp bebekte tek uygulamada başarı şansını yüzde 70'e çıkarmak mümkün." Bu iddialı sözler 1991'den bugüne kadar 10 binden fazla aileyi tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi yapan Memorial Tüp Bebek, Androloji ve Genetik Merkezi Başkanı Prof. Dr. Semra Kahraman'a ait. Uzun süre yurt dışında kalan, ancak çalışmalarını bugün için ülkemizde sürdüren Prof. Dr. Semra Kahraman'ın Türkiye'de birçok 'ilk'leri bulunuyor. "Ülkemizde ilk mikroenjeksiyonu, ilk dondurma işlemlerini, ilk embriyoda genetik tanıyı, ilk gebelik elde edilmesini, ilk embriyodan kök hücre elde edilmesini bizler gerçekleştirdik" diyen Prof. Dr. Kahraman, 2005 yılında ilk dondurulmuş ikiz bebeklerin dünyaya gelmesine de imzasını atan isim. Türkiye'de olduğu için yaşadığı mutluluğu, "İyi ki tüp bebekle ilgili işlemleri Türkiye'de yapıyorum. Çünkü Türk halkı, Türk aileleri çok özel. Onların sabırları, teslimiyetçi halleri, bence bu kadar uğraşmamızın en önemli sebebi. Çok seviyorum onları" sözleriyle anlatan Prof. Dr. Kahraman, tüp bebek yapacak ailelere de önemli uyarılarda bulunuyor....
Başarı oranı yüzde 70 "Benim inancım şu ki, tüp bebekte başarıyı artırmak için çok önemli iki faktör var. Birincisi çok iyi bir tüp bebek laboratuvarı, ikincisi de kalite kontrollerinin yapılması. Eğer bir tüp bebek laboratuvarı bu iki öğeye sahipse, attığı her adımın kontrolünü yapabiliyorsa ve teknolojik olarak da çok iyi desteklenmişse net olarak söyleyebilirim ki, 38 yaş altında yumurtalık rezervi iyi olan bir kadında tek uygulamada yüzde 70 oranında gebelik elde edebilirsiniz. Tüp bebek tekniklerinin 30 yıllık bir geçmişi var. Mikroenjeksiyona bakarsanız, - ki ilk biz yaptık Türkiye'de, 1993 yılında- onun da bir 14 yıllık geçmişi var. Eskiden başarı oranları çok daha düşüktü. O zamanlar yüzde 70 başarı oranından bahsedilseydi, herhalde insanlar size inanmazlardı. Ama bugün gelinen noktada başarı oranı bu kadar yükseldi. Bunun en önemli nedeni, her alanda olduğu gibi bilgiyle teknolojiyi bir araya getirebilmektir. Ancak, her vakada bu kadar başarılı olunacağı düşünülmemeli. 38 yaşın altında yumurta kapasitesi kötü olan bir kadında bu oranı yakalayabilmeniz mümkün değildir. Bizim söylediğimiz vakalar yaşı genç ve ortalama tüp bebek işleminde 10-12 yumurta elde edilebilen kadın grubudur.
Yumurtalıklar yaşlanıyor Neden 38 yaş üstünde dramatik olarak başarı şansı azalıyor? Aynen cilt gibi yumurtalıklarda da yaşlanma, kalitesinde azalma, şeklinde bozulma, ama en önemlisi kromozon yapısında yani genetik yapısında bozulma olması başarıyı azaltan en önemli faktör. 40 yaş ve üstünde tüp bebek için gelen kadınların embriyolarında genetik tanı yapıyoruz, sakat ve bozuk olan embriyoları ayıklamak için. Çünkü onları rahim içine koyduğunuzda embriyoları ya hiç tutunmuyor, tutunuyor ama erken düşükle sonlanıyor ya da tutunuyor ama sakat, anormal bir çocuk dünyaya geliyor. Tekrar baktığımızda, teknoloji, ekipman, çalışan elemanları tecrübesi, merkezde Ar-Ge bünyesinde yapılanmanın bulunması, çok iyi oluşturulmuş bir kalite kontrol sistemi olması başarıyı artırıyor. Mesela böyle bir sistemi laboratuvara eklemek yaklaşık size 70-75 bin euroluk bir maliyet getiriyor. Bunu yapmak için çok fazla vaka grubunuzun olması lazım. Ayda 30 vaka yapıyorsanız, kalite kontrolüne bu adar para vermeniz gerekmez. Ama ayda 250-300 vaka yapıyorsanız ve hiçbir vakanızın bu şartlardan etkilenmesini istemiyorsanız, bu sistemleri koymak zorundasınız.
Hasta dostu tedaviler Yeni tedavi yöntemleri çok daha kısa. Hatta ona 'Hasta Dostu Tedaviler' deniyor. Uzun günler iğneler yapmıyorlar, yeni çıkan ilaçlar sayesinde ilaçlarını da kendi kendilerine yapıyorlar. Dolasıyla hastaların bir merkeze ya da hastaneye bağlılıkları çok azaldı. İkincisi de 'hasta dostu tedaviler' dediğimiz bu yöntemler sayesinde, tedavinin başından embriyoların rahim için yerleştirildiği zamana kadar olan ortalama süre sadece 2 hafta sürüyor. Son yıllarda çok fazla tüp bebek merkezi açılmaya başladı. Şu anda tahminen 100'den fazla tüp bebek merkezi var ülkemizde. Elbette bunların tamamı uygun koşullarda çalışamayabiliyor. Bunların kontrol edilmesi, denetlenmesi Sağlık Bakanlığı'nın görevi. Çok fazla tüp bebek merkezi açıldıkça kalite azalıyor. İdeal şartlarda tüp bebek merkezi açmak çok kolay değil. Ama birkaç personelle, daha az alet, daha küçük ortamlarda yapmak istiyorsanız o kadar büyük bir maliyet tutmuyor. Fakat o zaman da başarı oranı azalıyor. Özetle, tüp bebek teknikleri uygulaması emniyetli, çocuklarda anormallik riskini artırmayan, iyi ellerde başarılı sonuçlar veren tekniklerdir. Onun için çiftlerin, tüp bebek tekniklerini iyi araştırmaları, doğru bilgilenmeleri ve doğru yerleri seçmeleri çok önemli. Şu anda Türkiye'deki infertil çiftlerin yaşadığı en büyük sorun bu; "Nereye gideyim, bir sürü merkez var, hangisi daha iyidir?" Bir merkezin geçmişini araştırırken yılda kaç vakayı tedaviye kabul ettiği çok önemlidir. Ne kadar çok vaka yapıyorsanız, pratiğiniz ona göre değişir. Gebelik oranlarını doğru sorgulanması, merkezin Türkiye içi değil dünyadaki yerini mutlaka araştırmaları gerekiyor. Bir de o merkezin dünya ve Türkiye literatürüne ne kattığını öğrenmeleri gerekiyor. Beni meslek hayatımda en mutlu eden şey, başarı ya da başarısızlık değil. Hastaların gösterdiği o sevgi, onların sizi unutmaması, böylesine büyük bir minnet duygusu yaşıyor almaları, hakikaten tüylerimi diken diken ediyor. Sizi hayatlarının önemli bir yerin ekoyuyorlar. Bu bayramda o kadar duygulandım ki, çoğunun ismini unutmuşsunuz. Zaten hatırlamanız mümkün değil bu kadar vakayı. Ama onlar o sevgi selini size gösteriyorlar, çok güzel bir duygu bu gerçekten. Çok muhteşem bir duygu bu. O kadar etkilendim ki... "Bir kısmı doğum günü kutlamalarında buraya geliyor. Çok hoş bir durum yani. İyi ki tüp bebekle ilgili işlemleri Türkiye'de yapıyorum. Çünkü Türk halkı, Türk aileleri çok özel. Onların sabırları... Bence bu kadar uğraşmamızın en önemli sebebi bu. Çok seviyorum onları...."