Bu böyle gitmez
Bizden çok daha zayıf olan rakiplere bol keseden dağıttığımız puanlardan sonra yoktan yere sıkıntılar yaşadık. Grup lideri olarak çıkmamız gereken Yunanistan karşısına sadece galibiyete ihtiyacı olan bir takım olarak çıktık. Böyle olunca da haliyle sıkıntılar yaşadık.Yunanistan'a beraberlik yetiyordu ve buna dünden razıydılar. Zaten bu tür oynamaya alışık bir takımlar. Avrupa Kupasını kaldırdığı zaman ki futbollarını hatırlayın. Çok akıllı kapanıyorlar ve de akıllıca çıkıyorlardı. Dün akşam da böyle oldu. Özellikle ilk 45 dakikada bize doğru dürüst şans vermezken, kendileri ellerini kollarını sallayarak pozisyonlara girdiler. Savunmamızın arkasına atılan her top, tehlike oluşturdu. Fatih Terim, Gökhan Ünal ve Ümit Karan'la çift forvet olarak oyuna başladı. Son Moldova maçında takımın tek ayakta kalan futbolcusu Mehmet Topuz'u yanında oturtup, Gökdeniz'i sahaya sürdü. İleride bir fazlalaşıp orta sahada bir eksilince, Yunanlılar bizim yarı sahamızda cirit atmaya başladılar. İkinci yarı başlamadan Fatih Terim bunun önlemini Ümit'i dışarı çekip Tümer'i sahaya sürmekle almaya çalıştı. Gene olmadı. Arkadan tekrar Hakan Şükür'ü devreye sokup çift forvete döndü. Biliyorum bunları okurken başınız dönüyor. Aynı benim olduğu gibi. Ama oyunun hiçbir anında sahada üstündük dediğimiz anı yaşayamadık. Özellikle savunmamızda artık radikal kararlar alma zamanı geldi de geçiyor. Bunun için yeni futbolcular lazım. Rakip zayıf veya kuvvetli fark etmiyor her maç kalemizde bir sürü tehlike yaşıyoruz. Gerçi 'orta sahayla forvette bir şeyimiz var mı' diye sorarsanız o sorunun yanıtı da havada kalır. Aslında o oynamış bu oynamış fark etmiyor. İsimlerin bir önemi kalmadı. Artık beklemek zorundayız. Norveç maçı final olacak. Ha gerçi kazanıp ta bu futbolla finallere gitsek ne olur. Ama gene de bekleyelim. Ondan sonra hep beraber oturup Milli Takımımızın geleceği için kafa patlatalım. Beni en çok üzen; futboluyla gündeme gelen Türkiye'nin futbol fakiri bir pozisyona düşmesiydi.