Gerçeklerle yüzleşmek
Sessiz Gemiler, hepimizi perişan etti. "Allahım sadece ben mi bu kadar etkilendim?" diye düşünürken, gazetede herkesin bu diziden söz ettiğini duyunca rahatladım. Yoksa yavaş yavaş bunalıma girmeye başladığımı düşünecektim. Ancak bütün arkadaşlarım birbirine benzer tepkiler verdiler.. İzmir'den arayan annem de "Kızım o nasıl dizi öyle, çay koyamaya bile gidemedik" deyince, rahat bir nefes aldım. Senaryoyu önceden bilmeme, hatta tek tek oyuncuların ağzından dinlememe rağmen, hepsini bir arada izlerken gerçekten neye uğradığımı şaşırdım. Boğazım düğüm düğüm oldu. Özellikle Savaş Dinçel'in kırk yıllık eşine şarkılar söyleyip, başından güller döktükten sonraki birkaç dakika... Ölümün soğuk yüzü, yaşlılık ve yalnızlık... İşlenen her duygu o kadar hayatın içinden alınmış ki... Şimdi tek korkum, kendimizle ve hayatlarımızla yüzleşmeye dayanabilecek miyiz? Yani 'Sessiz Gemiler'i izlemeyi yürekler kaldıracak mı? Not: Tam yazımı tamamlamışken Savaş Dinçel'in rahatsızladığını öğrendim. Kendisine acil şifalar diliyorum.