Karnınız ve belinizde şiddetli ağrılar, mide bulantısı gibi şikayetleriniz varsa sizin de safra kesenizde taş olabilir. Taş, daha çok kadınlarda görülüyor. Kesenin alınması gerekiyor.
Başlıca belirtileri arasında karın ve bel ağrısının yer aldığı safra kesesi taşları, günümüzde pek çok insanın hayatını olumsuz etkiliyor. Her hastalıkta olduğu gibi bu rahatsızlığın tedavisinde de erken teşhisin önemli rol oynadığını belirten Çamlıca Medicana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erhan Uncu, safra kesesinin önemi ve bu organda oluşan taşların tedavi yöntemlerini anlattı: Safra kesesi, ortalama uzunluğu 10 cm genişliği 3 cm olan küçük, armut biçiminde bir organdır. Sindirimi etkiliyor Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Karaciğerde yapılan safra sıvısını depolamakla görevlidir. Yemekler mideden ince bağırsağa geçtiğinde kasılarak içinde depoladığı safrayı bağırsağa akıtır. Safra salgısı pankreas salgılarıyla birlikte yediklerimizin sindirilmesine yardımcı olur. Safra kesesinde çeşitli hastalıklar görülebilir. Bunlar arasında en sık görüleni taşlardır. Diğer hastalıklar arasında safra kesesi fonksiyon bozuklukları, safra kesesi polipleri ve safra kesesi kanserleri sayılabilir. Safra kesesi fonksiyon bozuklukları olduğunda sindirim sistemindeki çalışma düzeninde bazı aksamalar olur. Kese gerekli olan safrayı zamanında ince bağırsağa boşaltamazsa yenilen yiyeceklerin sindirilmesi aksar. Bu nedenle hastalarda mide hastalıklarına benzer şikayetler görülür. Taşların en büyük belirtisi hazımsızlık, şişkinlik, gaz, bazı yiyeceklerin (kızartmalar, yağlı ve yumurtalı yiyecekler, kuruyemiş, baklagiller, çiğ sebze, meyveler gibi) dokunması ve karnın sağ üst tarafında yemeklerden sonra ortaya çıkan ağrılardır. Safra kesesi taşı olduğu şüphelenilen bir hastada, aç karnına yaptırılacak üst batın ultrasonografisi ile taş çok kolayca tespit edilir. Ultrasonografi zararlı hiçbir etkisi olmayan bir teşhis aracıdır. Safra kesesi taşı her yaşta görülebilse de en sık orta yaş ve üzerinde, kadınlarda, şişmanlarda ve ailesinde de taş olanlarda görülür. Genç yaşta görülürse hastanın kan hastalıkları yönünden incelenmesi gerekir. Taş oluşmuşsa bunun tedavisi açık ya da kapalı (laparoskopik) ameliyatla kesenin alınmasıdır. Laparoskopik ameliyat anestezi altında; karın bölgesine açılan 3-4 adet 5-10 mm'lik küçük kanallardan girilen cihazlar yardımıyla, televizyon görüntüsü eşliğinde yapılmaktadır. Bu yöntem tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de altın standart haline gelmiştir. Yöntemin popüler olmasının en önemli nedeni; hastanın, ameliyat sonrasında gündelik hayatına diğer cerrahi müdahalelere oranla çok daha önce dönebilmesidir. Yine, ameliyat yaralarının çok küçük olması nedeniyle konfor ve estetiğin birleşmesi de ilgiyi artırmıştır. Eksiklik oluşturmaz Hastaların çoğu, safra kesesinin cerrahi müdahale ile alınmasının yaşamsal bir sakınca oluşturup oluşturmadığı konusunda endişelenir. Ancak bu konuda herhangi bir tedirginliğe gerek yoktur. Çünkü kesenin alınması, hastada bir eksiklik oluşturmaz. Karaciğerin yaptığı safra kese alındıktan sonra direkt olarak bağırsağa akar. Ameliyattan sonra, belli bir süre az az ve sık sık beslenmek gerekir. 10-15 gün sonra ise hasta normal olarak beslenebilir.