Bugün Mevlana'nın doğuşunun 800. yılı... UNESCO 2007 yılını 'Ne olursan ol yine gel' sözüyle dünyanın dikkatini çeken 'Hz. Mevlana Yılı' ilan etti....
Ne olursan ol, yine gel... Mevlana Celaleddin Rumi'nin hafızalara kazınan bu sözüne kulak veren Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, 2007'yi doğumunun 800. yıldönümünde Mevlana Yılı olarak ilan etti. Hayatını tasavvufa ve ilme adayan, din, insanlık, aşk, müzik, kadın, özgürlük gibi konularla ilgili görüşleriyle hayranlık uyandıran Hz. Mevlana, hepimize 'Ya olduğumuz gibi görünmeyi ya da göründüğümüz gibi olmayı' aşıladı. Hz. Mevlana Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğdu. Mevlana'nın babası Belh Şehri'nin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultanı' unvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahaeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.
Belh'den ayrıldı Sultanu'l-Ulema Bahaeddin Veled, Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kaldı. Sultanü'l-Ulema'nın ilk durağı Nişabur oldu ve burada mutasavvıf Feridüddin Attar ile karşılaştı. Mevlana, küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın takdirini kazandı. Sultanü'l Ulema, Nişabur'dan Bağdat'a ve Kabe'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Larende'ye (Karaman) geldi. Karaman'da, Subaşı Emir Musa'nın yaptırdığı medreseye yerleşti. 1222 yılında Karaman'a gelen Sultanu'l-Ulema ve ailesi burada 7 yıl kaldı. Mevlana 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlana'nın Sultan Veled ve Alaeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu.
Kerra Hatun'la ikinci evlilik Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlana bir çocuklu dul olan Kerra Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlana'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı, Selçuklu Devleti'nin egemenliği altındaydı. Konya da bu devletin baş şehri idi. Hükümdar Alaeddin Keykubad, Bahaeddin Veled'in, Karaman'dan Konya'ya yerleşmesini istedi. Veled, Sultan'ın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında yerleşti. Sultan Alaeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve onlara Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni tahsis etti. Sultanü'l-Ulema 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi seçildi.
'Ölüm, doğuş günüdür' Halen müze olarak kullanılan Mevlana Dergahı'ndaki bugünkü yerine defnolundu. Sultanü'l- Ulema ölünce, talebeleri ve müridleri Mevlana'nın çevresinde toplandı. Mevlana büyük bir ilim ve din bilgini olup İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlana 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlana Şems'de "mutlak kemalin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlana Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selahaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar. Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlana 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk'ın rahmetine kavuştu. Mevlana'nın cenaze namazını Mevlana'nın vasiyeti üzerine Sadreddin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi, çok sevdiği Mevlana'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine, Mevlana'nın cenaze namazını Kadı Sıraceddin kıldırdı. Mevlana, ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlana ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arus" diyor ve dostlarına ölümünün ardından "Ağlamayın" diyerek vasiyet ediyordu. Hz. Mevlana kurduğu şu muhteşem cümlelerle de hafızalara kazındı:
Özlü sözleri... "Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel", "Kuran'ın bendesiyim, Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum, biri benden bundan başkasını naklederse, ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim", "Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız, bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir", "Güneş olmak ve altın ışıklar halinde, ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim, gece esen ve suçsuzların ahına karışan, yüz rüzgarı olmak isterdim", "Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap", "Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz, şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz", "Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şekergibi tatlı şeydir, seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır", "Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil", "Bir katre olma, kendini deniz haline getir, madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin, beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik", "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol"
7 öğüdünü unutmayın Hz. Mevlana'nın bilinen 7 öğüdü ise şöyle: "Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyetteölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol." Mustafa Kemal Atatürk de Hz.Mevlana'nın fikirlerine duyduğu hayranlığı dile getirmiştir. Atatürk'ün Konya ziyareti sırasında söylediği şu sözler Hz.Mevlana'ya gösterdiği sevgi ve saygının delili gibidir: "Ne zaman bu şehre gelecek olsam, içimde bir heyecan duyarım. Hz.Mevlana düşünceleriyle benliğimi sarar. O çok büyük bir dahi, çağları aşan bir yenilikçi..."
Sadece Türkler ya da Müslümanlar değil tüm dünya Hz. Mevlana'ya sığınıyor. Hz. Mevlana'nın rüzgarı son yıllarda özellikle Amerika'da esmeye başladı. Aralarında Madonna, Demi Moore ve Goldie Hawn'un bulunduğu Hollywood yıldızları, Mevlana'nın Mesnevi'sinden esinlendi. Hatta dünyaca ünlü yıldız Madonna, Mevlana'nın şiirlerini şarkı haline getirdi. Ünlü yönetmen Oliver Stone de Hz. Mevlana'nın hayatını filme çekmek istediğini açıkladı. Bu ünlü yıldızların Mevlana'ya olan hayranlığını açıklaması tüm dünyada yeni bir akım haline geldi.
Amerikalılar'ın hayranlığı Mevlana'nın İngilizce'ye çevrilen kitapları, yüz binler sattı. Amerika'daki bu akım, 90'lı yılların ortalarında başladı. Coleman Barks'ın Mevlana'nın iki satırlı beyitler halinde yazılmış Mesnevi'sini ve Divanı Kebir'deki gazelleri, Amerikalılar'ın anlayacağı şiir diline çevirmesi bu etkiyi yarattı. Amerikan yayıncılarının dergisi The Publisher Weekly, 1995 yılında basılan 'The Essential Rumi' şiir kitabının, ülkenin en çok satan şiir kitabı olduğunu duyurdu. Amerikalılar'ı derinden etkileyen Rumi'nin şiir kitabı, 500 binin üzerinde satışa ulaştı. Daha sonra, 2001 yılında Coleman Barks, 'The Soul of Rumi' adlı başka bir Mevlana kitabı yayınladı. Yaklaşık 400 sayfalık bu şiir kitabı da satış rekorları kırdı. Amerika'da Hz. Mevlana'ya olan bu ilginin oluşmasında ise Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Ben ne Hristiyan'ım, ne Yahudi'yim, ne ebediyim, ne Müslüman'ım, ne Doğuluyum, ne Batılıyım, ne topraktanım, ne denizdenim, Ne Hindistan'danım, ne Çin'denim" sözleri etkili oldu. Ayrıca Amerikalılar, "Ne bu dünyadanım, ne öbür dünyadan, ne cennettenim, ne cehennemden, ne Adem'denim, ne Havva'dan" diyen Hz. Mevlana'ya övgüler yağdırdı.
Bir ilk... Amerika'da başlayan Hz. Mevlana hayranlığı, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. UNESCO'nun 2007'yi 'Hz. Mevlana Yılı' ilan etmesi de bunun en iyi kanıtıydı. Bu yıl şerefine Avustralya'dan İngiltere'ye kadar pek çok ülkede Hz. Mevlana'yı anlatan etkinlikler düzenlendi. Şimdi ise bütün dünyanın gözleri bugün Konya'da düzenlenecek olan programda. Dünyanın ilgiyle izlediği program, birbirinden ünlü isimleri de buluşturacak.
Servisi 
