O'nun her hüküm ve icraatına rıza gösteren, her an O'nu düşünüp O'na kavuşacağı anın özlemiyle yaşayan kimse, Allah'ın hoşnutluğuna ermeyi başarmış demektir.
Allah'ın rıza ve hoşnutluğunu kazanmak, bir mü'min için çok önemlidir ve onun hayatının temel yörüngesidir. Cenab-ı Hakk'ın hoşnutluğunu kalb ve ruh dünyasında hissetmek ise bu büyük ideale göre ikinci-üçüncü derecede bir meseledir. Peygamber Efendimiz bu mevzuda temel ölçü kabul edilebilecek bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar: "Allah nezdindeki değerinizin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız Allah'ın sizin nezdinizdeki yerinin ne olduğuna bakın!"
SADECE O'NA TESLİMİYET Bu ölçüye göre, hayatını Rabb'inin istediği şekilde yaşamaya çalışan, O'nun her hüküm ve icraatına rıza gösteren, O'na tutkun bulunan, her an O'nu düşünüp O'na kavuşacağı anın özlemiyle yaşayan kimse, Allah'ın hoşnutluğuna ermiş ve onu -keyfiyetler üstü bir sevgiyle- seviyor demektir. Her şeyiyle Allah'a teslim olmuş kimse, o ölçüde Allah tarafından da seviliyor demektir. İşte bu da, 'Allah onlardan, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır' sırrına mazhariyetin ifadesidir. Bundan daha önemli bir emare de yoktur.