Önce 'Av' Sonra 'Şar'
Tilkilerin, çakalların çalışma sistemi çok enteresandır... Başkasının avını çalarlar, olmazsa olmazları; avın besili olması lezzetli olmasıdır. Çünküpaylaşacakçokkişivardır. Sürü lideri böyle öğretmişse yapacak bi'şey yoktur. Hep güçlülerin yakınlarında dolaşır, et, kemik, sakatat aşırırlar. Yüce Türk halkının geldiği noktada da sistem böyle çalışmaya başladı nedense... Ne de olsa doğal hayatın incelikleri, gen şifrelerimizde var. Üretmekten,çalışmaktankaçanamadoymakbilmeyeniştahlarınıgidermekisteyenler,önlerindekiörneklerdenyolaçıkaraktürlüavlanmalarabaşladılar. Günlük hayatta, gece hayatında, cemiyet hayatında bazı tipler görüyorum ki, formatlar hep aynı; pahalı saatler, Türkiye'de çok zor bulunan markalardan oluşmuş kıyafetler, 5 megapiksel cep telefonu (yenileme süresi 3 ay), oto fiyatına çantalar... Bu tiplerin bu pahalı görseli oluşturacak bi'gelirleri yok! Birikimleri yok! Aileleri yok! Kredileri yok! Mal varlıkları 100 gramlarla ölçülebilir. Bu gramajla bu tonajı yakalamak, kuzey buz denizinde kral yengeçleri yakalamaktan zor. (kyn. Discovery ch.) Doğrusunu yapalım, kaynağına danışalım, "Nasıloldubuiş?" diye soralım noktasında ise, "Benmankenim,şarkıcıyım,oyuncuyum,programcıyım,vs,vs" cevaplar uzuyor. "Satmayan albümler, 2. bölümde yayından kalkan diziler ve programlarla bu saltanat nasıl kuruluyor?" diye sormak istiyorsunuz. Çünkü kendinizi kötü hissediyorsunuz; "Benmiçokaptalım,birilerimiçokakıllı?" noktası rahatsız ediyor. Daha da araştırırsanız meşhur şarlamalar gecikmiyor. Okullar açıldı. Gençlerden beklenti büyük. Dünya üzerindeki mücadele çetin bi'hal aldı. "Sengüzelbirkadın,yakışıklıbirerkekolyeter,gerisinegerekyok" tipli yaklaşımlar bizi perişan ediyor ve geri atıyor. Et, beyinden pahalıdır ama kasapta; insan hayatında ise et çöp, beyin hazinedir.