Çocukken eşyaların yerlerini değiştirip evi zevkine göre dekore eden Abdullah Burnaz'a göre iyi bir mimar olmak için ilk şart doğal yetenek.
İstanbul ve çevresinde, birçok önemli projeye imza atan mimar Abdullah Burnaz, çocukluk hayalinin peşinden gitti. Artık insanların hayallerini süsleyen mekanlar yaratıyor. Burnaz, Ece Vahapoğlu'nun mimarlık ve dekorasyonla ilgili sorularını yanıtladı. * Küçükken ne olmak isterdiniz? Mimarlık hayaliniz miydi? Evet, küçüklüğümden beri mimar olmak hayalimdi. Her zaman eşyaların yerini değiştirip kendi zevkime göre yerleştirirdim. * İyi bir mimar olmak için neler gereklidir? El çiziminin iyi olması şart mıdır mesela? Eğitim? Öncelikle doğal bir yetenek olması gerektiğine inanıyorum. Bu yeteneğin de mutlaka kalifiye bir eğitimle şekillendirilmesi gereklidir. El çizimi sonradan öğrenilebilen bir meziyettir. Bunun en canlı örneği benim. İlkokuldayken resim dersim en kötü dersti.
GÜVENMELİ * Türkiye'de evini ya da işyeri yaptıranların mimarlarla ilişkisi nasıl? Bu iş genelde çevrenizle ve tanıdıklarınızla ya da tanıdıklarınızın tanıdıklarıyla yapılan bir iştir. Hiç tanımadığınız insanların karşınıza çıkması çok nadirdir. Dolayısıyla zaten bir şekilde iletişiminiz olan kişilerle çalışıyorsunuz ve bu da ilişkinin başlangıcı için bir avantaj oluyor. Tabii ki anlaşmazlıklar, gerginlikler oluyor ancak karşınızdaki kişinin güvenini ve saygısını kazandıktan sonra işleri daha rahat emanet ediyorlar. Ya müşteriniz arkadaşınız oluyor ya da arkadaşınız müşteriniz. * Mimarların hizmeti anlaşılıyor mu? Bazen bu konuda oldukça endişe duyuyorum. Bizler hizmet sektöründeyiz. Bir ürün satmıyoruz. Dolayısıyla kişi bir sürü para harcayıp uzunca bir süre elle tutulan bir şeylere sahip olamıyor. Ancak mekanı teslim ettiğinizde elinde bir ürün oluyor. Dolayısıyla bazı kişilerin hala işimizi anlamadıklarını düşünüyorum.
HER İŞ ZOR * Zor müşterilerle nasıl başa çıkıyorsunuz? Her iş ve her insan zordur. Sonuçta uzun bir dönem zaman geçireceğiniz bir mekanı birine emanet ediyorsunuz. Müdahale etmek isteyenler oluyor, uygun olmasa da 'Benim istediklerim yapılsın' diyen de, en olmayacak işleri isteyenler de. Karşınızdakinin güvenini ve saygısını bilgi ve deneyiminizle kazandıktan sonra en zor kişiler bile sakinleşiyor. Bu ne yaptığınızı iyi bilip bilmediğinizle ilgili bir durum aslında. Şişman bir diyetisyene ya da dişleri kötü bir diş doktoruna güvenmeyeceğiniz gibi... * Müşteri mimara ne kadar karışmalı? Müşteri mimara tabii ki karışmalı. Sonuç olarak o mekan o kişiye ait, o kişinin rahat ve mutlu olabilmesi önemli. Ancak müşteri ve mimar işin en başında oturup konuşmalı ve anlaşmalı. Mimar müşterinin ihtiyaç ve zevklerine göre kendi bilgi ve kültürünü de kullanarak projesini oluşturmalı. Müşteri ile fikir birliğine ulaşıldıktan sonra iş bitimine kadar müşteri müdahale etmemeli. Tabii ki iki taraf da ters bir durumla karşılaşmadığı sürece...
TEŞEKKÜR EDERLER * İlk evini yaptıranla sonraki evlerini yaptıranlar arasında tutum farkı var mı? Tabii ki. İlk evi ilk evlat gibi düşünebilirsiniz. İlk evde, kişiler çok rahat emanet edemezler. Her konuya müdahil olmak isterler. Sık sık endişe duyarlar ve bunu dile getirirler. Ancak ikinci evlerinde işin başında isteklerini belirtirler ve iş sonunda teşekkür ederler. * Sizden istenilen çok zevksiz bir şeyi yapar mısınız? Kime göre zevksiz? Zevkler o kadar değişkendir ki. mimarlık yaparken kendi zevkleriniz ve beğenilerinizi ön planda tutamazsınız. Siz beğenmeyebilirsiniz. Ancak kişi çok beğenebilir. Konsepte aykırı olmayacak ve bütünlüğün içinde aykırı durmayacak her şeyi yapabilirim. Çok çok ters bir istek gelirse kesinlikle reddederim ve yapmam. Ancak 'Yapmıyorum' diyerek de kesip atmam. Kişiye de 'neden' olmayacağını anlatmanın mutlaka bir yolunu bulurum.
TRENDLER DÖNEMSEL * Bu senenin trendleri nedir? Mimaride trendler sene olarak değil de dönemsel olarak değişir. Bu döneme baktığımızda modern ve klasik çizgilerin bir arada kullanıldığı görülüyor. Mekanlarda ve üçüncü boyutta bol hareketle karışık renkler ön plana çıkıyor. * Favori renkler ve malzemeler nelerdir? Benim için siyah. Bu aralar siyah renge ve desenlere kendimi kaptırdım. * Belli renkler bir mekandaki yemek yemeyi ya da alışverişi artırır mı? Kesinlikle artırır. Estetik olarak güzel bir mekan her zaman sıradan bir mekandan daha çekicidir.
Servisi 
