Babaannesinin bahçesinde tanıştığı bitkilerin gizemini keşfeden oyuncu-sunucu Ayşe Tolga, tamamen doğal bir kozmetik markası yarattı.
Oyuncu ve sunucu Ayşe Tolga, yüksek kaliteli ve tamamiyle doğal malzemelerden oluşturduğu yeni aisha adlı markayla, Türkiye'de kozmetiğe yeni bir bakış açısı getiriyor. Ayşe Tolga, doğa tutkusunu ve yeni markasını Marie Claire dergisinin bu ayki sayısında anlattı. İşte sevilen oyuncunun aisha'sı...
* Nasıl bir ihtiyaç sonucunda aisha markasını yaratmaya karar verdiniz? Aisha markası, kişisel bir arayışın ürünü. Estetik ve güzelliğe düşkünlüğüm, tüm detaylara olan merakımın da etkisi oldu tabii. Çiçekler ve bitkiler benim için hep çok önemliydi. Güzel kokular arasında olmayı seviyorum. Aisha projesi, 2005 yılı sonunda ortaya çıktı. Aromaterapi konusu üzerinde durmaya başladım. Ciddi bir literature araştırması yaptım ve formüllerimi oluşturdum. Uluslararası kozmetik fuarlarına katıldım. Pekçok bitkinin anavatanı sayılan ülkemizde parfümcülük, gülcülük ve çiçek tarımının ne kadar azaldığını ve bu değerlerin mutlaka ayağa kaldırılması gerektiğini fark ettim.
AROMATERAPİ...
* Neden aromaterapiyi seçtiniz? Aromaterapi, tüm şifa sistemlerini kapsıyor. Aralarında fitoterapi, homeopati gibi tüm şifa sistemlerini kaplayan büyük yelpazenin bir karışımı. Projemin oluşumunda bunlar çok önemli rol oynadı.
* Peki, aromaterapi konusunda kendinizi nasıl geliştirdiniz? Spa yöneticiliği yaptım, aromaterapi, auro soma ve masaj teknikleri konusunda eğitim aldım. Bu konuda eğitimin sonu yok. Dolayısıyla kendimi daha da geliştirmek için eğitim almaya, araştırma yapmaya ve kitap okumaya devam ediyorum. HERKESE AYRI...
* Yarattığınız markanın ürünlerinin özelliklerinden bahseder misiniz? Ürünlerin hammaddelerini, organik üretim yapan çok büyük bir Avustralya firmasından alıyorum. Hepsini kendim ithal ediyorum. Ürünlerin yüzde 60'ında organik hammedde ve geri kalanında ise doğal hammaddeler kullandım. Oda parfümleri, kolonyalar ve yastık spreyleri dışındaki tüm ürünlerde parfümeride kullanılan saf aromatik öz yağları kullandım. Ürün geliştirme, araştırma ve tüm testlerini Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde gerçekleştirdim. Kadın, erkek ve çocuklar için çeşitli ürün serileri oluşturdum. Bitkisel çaylar, lavanta keseleri, banyo yağları, scrub'lar, Mommy ve Babby serileri aisha ürünleri arasında.
* Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ile nasıl bir ilişki içindesiniz? Aisha, sosyal sorumluluklarını gözeten bir marka. Projemizin içinde kadınlar, çocuklar ve doğa var. WWF de bu ayaklardan biri. Doğal hayatın düzenlenmesi, ormanlar ve su kaynaklarının korunmasıyla ilgili tüm projelerini desteklemek için aisha Bath&Body Serisi'ndeki her ürünün 1 YTL'si WWF'ye gidecek. Aynı şekilde Mommy Serisi'nden satın alınan her ürün, ülkenin çeşitli bölgelerinde kadınlara özel eğitim veren ve onları bilinçlendirmeyi amaçlayan Kadın İnsan Hakları İçin Yeni Çözümler Derneği'ne verilecek.
DESTEK DAİMA...
* Kadınlar için başka ne gibi çalışmalarınız var? Aisha, kadınımızın eşit eğitim ve işgücü haklarını alması için destek veriyor. Projemizin içinde; açılış davetiyemiz, belli okazyonlar için kullanacağımız tüm kağıtlarımız Mor Çatı'nın desteklediği Mor Kağıt'tan geliyor.
* Siz hayvan hakları konusunda da aktifsiniz. Bu, ailemden geliyor. Babaannemden tüm bitkilerin isimlerini ve özelliklerini öğrendim. Küçüklüğümden beri yastığımın altında lavanta kesesi olmadan uyumam. Rahmetli babam tam bir hayvanseverdi. Evsiz yavru kediler, köpekler ve kuşlarla büyüdüm. Çok şanslı ve mutlu bir çocuktum yani.
* Aisha markasının kozmetik alanında nasıl bir yere gelmesini hedefliyorsunuz? Uluslararası platformda iddialı mısınız? Markam aisha'yı, tüm ürün yelpazesiyle birlikte uluslararası pazarda başarılı olarak görmek en büyük hedefim. New York, Paris, Moskova ve Tokyo'da mağazalar açmayı hedefliyorum. Acelem yok, emin adımlar atıyorum.