Akciğerden sonra en fazla ölüme neden olan ikinci kanser türü prostat, erkeklerin kabusu. Domates, kırmızı biber ve karpuz gibi besinlerdeki likopen maddesinin kanser riskini azalttığı belirtiliyor.
Prostat kanseri yaygınlık açısından dünyada akciğer, bağırsak ve mesane kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olmasına rağmen, erkeklerde akciğer kanserinden sonra ölüme neden olan ikinci kanserdir. 1990'lı yılların başlangıcından sonra erken tanı testleri sayesinde teşhis edilen vaka sayısının arttığını söyleyen Medicana Hastanesi Üroloji Kliniği Taş Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kemal Sarıca, prostat kanserinin görülme sıklığında bir gerileme olduğunu belirtti.
RİSK FAKTÖRLERİ Tedavi yöntemlerindeki gelişmeler ve erken teşhis avantajlarıyla bu hastalığın ölümcül sonuçlarında azalma yaşanıyor. Bugün için prostat kanserinin oluşum mekanizmasının bilinmediğini anlatan Prof. Dr. Sarıca, bazı genetik ve çevresel faktörlerin prostat bezindeki hücrelerde değişikliklere yol açarak oluşum mekanizmasında etkili olabileceğini vurguladı. Prostat kanserindeki risk faktörlerine gelince... Kalıtım: Birçok kanser türünde olduğu gibi prostat kanserinde de kalıtımın çok önemli bir rolü vardır. Örneğin; birinci dereceden akrabalarında prostat kanseri bulunanların, bu kansere yakalanma riski normal nüfusa göre iki kat fazladır. Hormonlar: Androjenler veya erkeklik hormonlarının prostat kanserinde önemli rolü olduğu yapılan farklı çalışmalarla kanıtlanmıştır. Günümüzde vücuttaki androjenlerin ortadan kaldırılması ilerlemiş evre prostat kanserinin en önemli tedavi seçeneklerinden biridir. Diyet: Prostat kanserinin gelişiminde hem genetik hem de çevresel birçok faktör sorumlu tutulmuştur. Çevresel faktörlerin başında ise beslenme alışkanlığı geliyor. Örneğin; yıllardır yüksek oranda katı yağ tüketiminin prostat kanseri gelişiminde bir risk faktörü olduğu düşünülür. Yüksek kalsiyumun prostat kanseri oluşumundaki rolü tam olarak bilinmese de, hastalığın artışında rol oynayabileceği belirtiliyor. Domates, kırmızı biber ve karpuz gibi besinlerin yapılarında yüksek oranda bulunan likopen, prostat kanseri riskinin azalmasına yol çan antioksidan olarak son yıllarda üzerinde çok durulan bir faktördür. Domates sosunu çok tüketenlerde prostat kanserinin yüzde 36 daha görüldüğü ileri sürülse de, ilginç olan domates suyunun koruyucu etkisinin bulunmamasıdır. Ayrıca, pişirilmiş domatesin çok daha yararlı olduğu belirtilmektedir. Seksüel aktivite: Seksüel aktvitenin direkt olarak prostat kanserinde rolü yoktur. Ancak kadınlardaki serviks (rahim ağzı) kanserinin nedenlerinden biri olan enfeksiyoz ajanların, prostatı da etkileyerek prostat kanserine yol açabileceği ileri sürülmektedir. Prostat bezinin iyi huylu büyümesi: Bugün için prostatın iyi huylu büyümesi (BPH) ile prostat kanseri arasında direkt bir ilişki saptanmamıştır. Ancak bu iki hastalığın aynı şahısta bulunabileceği de akılda tutulmalıdır. Bunun yanında prostat bezinin bazı hastalıklarının sonraki dönemlerde prostat kanserine dönüşebildiği bilinmektedir.