Özönder Hoca
Elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Prof. Dr. M. Cihat Özönder'i, doğal olarak toplumumuz tanımazdı! Televole anlayışı veya popüler kültürün öne çıkmasıyla Cihat Özönder gibi bilimadamlarını meslektaşları bile tespit etmekte zorlanmışsa, vay halimize zaten!.. Neyse; bahsettiğimiz kişiyi dünkü trafik kazasından sonra televizyon seyredip gazete okuyan, siyasetle biraz olsun ilgilenen de tanımış oldu! Ama maalesef kaybettiğimizde...
Kardeşlerimizi bilmeliyiz 30-35 yıl önce tanımıştım Hoca'yı... Türk dünyası ve özellikle Balkanlar'daki Türk varlığı üzerinde araştırmalar yapıyor ve heyecanla anlatıyordu: "Biliyor musunuz, Türk milletinin en has evlatları, etrafımızda yaşıyor ama çektiklerinden haberimiz yok. Gözlerini Anadolu'ya çevirmiş, Mustafa Kemal'in ülkesindeki kardeşleri olarak, bizden uzanacak eli bekliyorlar. Atatürk'ün emanet ettiği ülkenin mirasçıları olmamıza rağmen bu acılı kardeş, soydaş ve dindaşlarımızın farkında bile değiliz." Düşüncelerini bu şekilde özetleyip dünyadaki Türk varlığı üzerinde yıllarca çalışan Cihat Özönder Hoca, baktık ki bu seçim MHP'den İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı olmuş. Adı gibi milliyetçi olan partisindeki insanların bazılarının bile kendisini tanımadığını ve "3'üncü sıradaki bu profesör de kim?" diye soruşturduklarını üzülerek görünce, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye fırsatını bulup "Özönder Hoca'yı siz mi davet ettiniz?" diye sormuştuk.
Bahçeli davet etmiş "Evet" cevabını verip, yaklaşık 40 gün önce şöyle demişti Devlet Bahçeli: "Türk dünyası kıskaca alınmak isteniyor. Balkanlar'da da Kosova örneğindeki gibi, nüfus yapısı üzerinde oynanıyor. Türkiye olarak her zamankinden daha dikkatli olmalıyız. Cihat Bey de ömrünü bu davaya adamış çok büyük bir alim ve tecrübe sahibi... Hareketli bir kişiliği de var. Balkan Türkü vatandaşlarımızın yoğun olduğu İstanbul'dan aday olmasını uygun gördük. Ricamızı da kırmadı." Seçim çalışmaları sürecinde sık sık konuştuğumuz Hoca, nedense, her seferinde "Bu ne ağır işmiş! Bu politika, galiba bize göre değilmiş. Acaba hata mı ettik!" der, biz de güler geçerdik. Pazar günü, Rumeli Türkleri'nin de desteğiyle seçim sandığından milletvekili payesi ile çıkan Prof. Dr. Cihat Özönder, mazbatasını bile alamadan, siyasi telaş ve koşturmaya erken başlamış olmalı ki, sabah saatlerindeki o acı kazayla can verdi. Yüksek sorumluluk duygusu, kimbilir, onu nasıl yormuş ve zamana karşı yarıştırmıştı!
Her şeyin hayırlısı! Ona, Yüce Allah'tan sonsuz rahmet niyaz ederken, her işte olduğu gibi siyasette de "Hayırlısı Allah'tan" diyerek inanç ve teslimiyetini sergileyenlere, acı bir siyasi trajediyi de hatırlatmak isteriz. Önceki, 2002 seçimlerinde, dönemin İstanbul Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Recep Koral, AKP'den milletvekili olmak için görevinden istifa etmişti. Belediye Meclisi, yerine Başkan seçmek için defalarca oylama yaptı ama yeterli oya ulaşılamadı. Sonunda 2 aday eşit oy alınca kura çekildi. Adaylardan Mustafa Yeşil kendisini Belediye Başkanı ilan eden pusulayı bizzat bulunca sevinçten havalara zıpladı. O güzel insan, birkaç gün sonra makamında uğradığı silahlı saldırı ile hayatını kaybetti. Meğer, belediye ekipleri çok önceden kaçak bir yapıyı yıkmış ve dengesiz sahibi de içerleyip Belediye Başkanı'nı öldürmeyi kafaya koymuş. Ne bilsin ki Mustafa Yeşil de Belediye Başkanı olduğu o pusulayı bizzat elleriyle çekerken meğer ölümünü çekip havalara zıplamış. Onun için her şeyin hayırlısı ve Yüce Allah'ın muradına boyun eğilmesidir. Allah, memleketimizi de hayırlara gark eylesin.