Midemizdeki düşman ülser tedavi edilmediğinde tekrarlayabiliyor...
***
Midemizdeki düşman ülser
İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan ülser ve gastrit, toplumumuzun yüzde 10'unda görülüyor. Her yaşta ortaya çıkabilen bu bağırsak ve mide hastalıkları, tedavi edilmediğinde bir yıl içinde tekrarlayabiliyor....
Gastrit (mide iltihabı) ve midede yara (ülser), insanlık tarihi kadar eski hastalıklar arasındadır. Ülser, hem midede hem de mideden sonraki ince bağırsağın ilk kısmı olan oniki parmak bağırsağını tutabiliyor. Gastrit, toplumumuzun ise yüzde 10'unda görülüyor. Hem gastrit hem de ülserin tekrarlayabilen hastalıklar olduğunu söyleyen Medicana Çamlıca Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hakan Güveli; bu hastalıkların her yaşta ortaya çıkabildiğini belirtti.
BELİRTİ VERMEYEBİLİR Uzman Dr. Hakan Güveli şu bilgileri verdi: Bu hastalıklar tam tedavi edilmediğinde büyük çoğunluğu 1 yıl içinde tekrarlamaktadır. Şikayet olarak ortaya çıkan mide ağrısı, açken ve yemek yerken yaşanıyor. Bazen gece uykusundan uyanacak kadar yoğun ağrı hissedebilirken, bazı kişiler ülserleri olmasına rağmen ağrı hissetmeyebilir. Gastrit ve ülserin sebebi ile ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Yaklaşık 20 yıl önce bu hastalıklarla bir mikrobun ilişkili olduğu saptanmıştır; bu mikroba 'helicobacter pylori' adı verilmiştir. Mikrobun varlığı gastroskopi (mideye ince bir hortum ile bakılması) ile mide ve oniki parmak bağırsağından alınan parçalarda görülebilmektedir. Kan ve dışkı testleri de yapılır. Ancak en iyi tanı yöntemi gastroskopidir. Bu mikrop ülserin yüzde 80- 95'inin ana sebebidir. Bakteri, özellikle mideyi sevmektedir. Midedeki asitin oniki parmak bağırsağında değişiklikler yarattığı durumlarda mikrop, bu bölgeye de yerleşebilmektedir. Türkiye'de yapılan çalışmalarda yetişkinlerin büyük çoğunluğunda (yüzde 85-90), hastalık olsun veya olmasın, bu mikrobun varlığı saptanmıştır. Türkiye'de neredeyse herkeste bu mikrop vardır. Bu bakteri genelde gastrite yol açmakta, bakteri taşıyanların yaklaşık yüzde 17'sinde ülser gelişmektedir. Bu mikrobun insana nasıl bulaştığı tam olarak gösterilememiştir, ancak alınan yiyecek ve içecekle ağız yoluyla olduğu düşünülmektedir.
KANSER RİSKİNİ ARTTIRIR MI? Bu bakteri ile mide kanseri arasında bir ilişki saptanmıştır. Bu mikrobu taşıyanlarda mide kanseri görülme sıklığı bu mikrobu taşımayanlara göre 6 kat fazladır. Fakat burada ülserin kanserleştiği düşünülmemelidir. Normalde ülser kanserleşmez, yanlız mikrop varlığı mide kanseri riskini artırmaktadır. Bu bakterinin mide dışı hastalıklara da neden olduğu ileri sürülmekle beraber bu durum kesinlik kazanmamıştır. İlişkili olduğu düşünülen hastalıklar ise bazı deri hastalıkları, kalp damar hastalığı, bazı kansızlık türleri ve şeker hastalığıdır. Günümüze kadar gastrit ve ülser tedavisinde, birçoğu yararı olmayan, çok sayıda yöntem denenmiştir. 20 yıl öncesine kadar ilaç tedavilerinin yetersiz olması nedeniyle, sıklıkla tedavide ameliyat geçerliydi. Ancak yeni ilaçların keşfedilmesiyle mide ameliyatları gözden düştü ve çok nadir yapılır oldu. Yine aynı yıllarda yapılan çalışmalarla ülser hastalığına yol açan bu mikrobun keşfedilmesiyle ilaç tedavisi tamamen değişti.
ANTİBİYOTİKLERLE TEDAVİ Yapılan çalışmalarla, ülserli hastalarda, bu mikrobun yok edilmesinin iyileşmenin yanı sıra hastalığın tekrarlamasını da önlediği saptandı. Tedavide mikrop öldürmek için antibiyotiklerin kullanılması bir çığır açtı. Günümüzde ülser tedavisinde, ikili antibiyotik ve bazı ülser ilaçlarının birlikte kullanılmasıyla büyük oranda tam tedavi sağlanmakta, hastalığın tekrarlanması önlenmektedir. Ancak aynı tedavinin gastritte de geçerli olduğu henüz kesinlik kazanmamakla birlikte çalışmalar devam etmektedir. Sonuç olarak bu mikrop mide şikayetlerinin en önemli sebebidir ve ülserli hastalarda saptandığı zaman mutlaka uygun antibiyotik ve diğer mide ilaçları kullanılarak yok edilmelidir. Bunun için en uygun araştırma yöntemi gastroskopidir. Böylece tam tanı konulup ülserli hastalarda hastalığın tekrarlaması büyük oranda engellenir.