Beklentiler...
Yolumun üzerindeki yaşlı bir kadına sordum. "Ne bekliyorsunuz seçimlerden?" Kadın bana baktı, "Hiç" dedi. "Bu yaşıma kadar beklediklerimi vermeyenlerden, bu saatten sonra ne beklerim ki!" Beklentisizlik, yüzündeki çizgilerin en haklı isyanıydı belki.
***
Hayat trenini kaçırdığı her halinden belli birini gördüm Sirkeci Garı'nda. Aynı soruyu ona sordum, şaşırtıcı bir cevap aldım. "Muhalefet bekliyorum" dedi. "Partisi için değil, bizler için muhalefet yapacak liderler bekliyorum." "Görünüşe aldanmayın" konulu bir tokat attım kendime. Bu muhteşem cevabın ardından.
***
Hızlı adımlarla bir genç yürüyordu önümde, önüne geçtim. "Seçimlerden ne bekliyorsunuz?" "Gerçek yeşili bekliyorum" dedi, devam etti. "Bir yanda asker yeşili, öte yanda irticanın yeşili, arada sıkıştık. Ben özgürlükçü demokrasiyi bekliyorum." Yüreğindeki tel örgüleri önüme attı, yürüdü gitti.
***
Güneş yüzlü iki kadın oturuyordu parkta, onlara sordum. Biri, "Evime huzurla girip çıkmayı" derken, diğeri "Şarkılarımı" dedi. "Mutfak penceresinden söylediğim şarkıları ve komşuluğu bekliyorum."
***
Bir ağacın altına bağdaş kurmuştu orta yaşlı biri. "Verdiği sözlerle yüzleşebilecek bir başbakan bekliyorum" dedi. Sokaktaki insanlar sanıldığı gibi kof bir savunmanın bekçileri değildi. Gözlerimin içine bakıyordu bir dilenci, ona sordum. Dokunaklı bir karşılık aldım. "Kimsenin artığını yememeyi bekliyorum."
***
Düşündüm de, hiçbir lider onların beklentilerini veremezdi. Yalan vaatlerin gül bahçelerini sulamak varken...