Nereden çıktı bu keneler?
Herkese sağlıklı günler. "Yıllardır yaşadığımız güzel ülkemizde son yıllarda kene ısırığı nedeniyle görülen ölümler daha önce yok muydu? Yoksa biz mi sağlıkla ilgili konularla bu kadar ilgilenmiyor, olayları takip etmiyorduk?" Galiba pek çok kişinin aklına bu tür sorular geliyordur. Bugünkü yazımda kene ısırmasıyla oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını sizinle paylaşarak, akılda kalan sorulara açıklık getirmeye çalışacağım. Bir kere kene, hastalığın kaynağı ya da etkeni değildir. Mikrobu taşıyan aracıdır, yani etken kene değil, sadece mikrobu vücudunda taşıyan ve canlıları ısırarak taşıdığı bu mikrobu onların vücuduna bırakıp hastalığın meydana gelmesine neden olan 'portör' dediğimiz taşıyıcıdır. Keneler kan emerek beslenir dolayısıyla tüm evcil ve yabani hayvanların üzerinde yaşar. Yaşadıkları bu hayvanlardan insanlara da geçebilirler. Keneler yeşil alanlarda, çalılık ve yüksek otların olduğu alanlarda da bulunabilir, böylece başka hayvana gerek kalmadan bu ortamlardan da direkt insanlara geçebilirler. Ülkemizde en sık Mayıs- Ağustos ayları arasında görülür. Kenenin bulunabileceği yerlerden de anlaşılacağı gibi kırsal alanda yaşayan, hayvancılıkla uğraşan avcılar, orman çalışanları, doğa tutkunları, veteriner hekimler ve laboratuvar çalışanlarında en yüksek oranda bulunma riski olduğu gibi piknik merakı olan kentlilerde keneyle temas ihtimali biraz daha yüksektir. Tekrar üzerine bastırarak belirtmek istiyorum ki; hastalığın oluşabilmesi için bu kenelerin mikropla enfekte olmaları yani mikrobu -virüsü- taşıyor olmaları gerekmektedir. Yani her kene ısırığında hastalık mutlak oluşacak demek değildir. Virüs bulaşmış keneler kan emişlerini tamamlarken ya da kanı emdikten hemen sonra salgıladıkları sıvıyla genellikle bu virüsü -mikrobu- üzerinde bulundukları canlıya aktarırlar. Kenelerin hortum şeklindeki uzantıları kanını emdikleri canlının cildinin içinde kalacak şekilde çıkarılır ya da bu esnada kafası ısırık yerinde koparılırsa hastalık etkeni virüs, o sırada keneden boşalan salgıyla doğrudan ısırık yerinden canlının vücuduna geçer. Hastalık süreci de o andan itibaren başlamış olur. Hastalık son derece bulaşıcıdır. Yani virüsün çok çok az bir miktarı bile hastalığın oluşması için yeterlidir.