Kaliteli ve paralı turist için golf turizminin desteklenmesi gerektiğini belirten LykiaGroup Yönetim Kurulu Üyesi Silahtaroğlu, devletin yatırımın önüne geçmek yerine yatırımcıyı yönlendirmesi gerektiğini söyledi.
Son dönemde golf yatırımlarına gelen eleştirilere rağmen Akdeniz'in tek deniz kenarındaki golf tesisini hizmete sunmaya hazırlanan LykiaGroup'un Yönetim Kurulu Üyesi Attila Silahtaroğlu, kaliteli ve paralı turist için golf gibi alternatif turizm seçeneklerinin artırılması gerektiğini söyledi. LykiaWorld markası ile Ölüdeniz ve Kapadokya'da 2 oteli bulunan LykiaGroup, 75 milyon euroluk yatırımla gerçekleştirdiği Belek'teki yeni otelini ve golf tesisini eylül ayında açıyor. Yeni yatırımın ardından borsaya açılmaya hazırlanan grup, ardından da turizm sektörüne girmek isteyen yeni girişimcilere yön verecek bir gayrimenkul yatırım ortaklığı projesine imza atacak. 2006 yılı cirosu 45 milyon euro olan grubun, LykiaWorld & LinksGolf Antalya tesisi ile ciro hedefi 70 milyon euroya, yatak kapasitesi ise 4 bine çıktı. Silahtaroğlu ile grubun yatırımlarını, hedeflerini ve Türk turizm sektörünü konuştuk.
İSPANYA GOLFLE KAZANIYOR Son dönemde golf yatırımları çevreye verdiği zararlar nedeniyle eleştiriliyor... Belek bölgesinde 7-8 golf sahası var. 2003 yılı turizm stratejisine göre 4 yılda 135 yeni golf sahası planlanmıştı. Eleştiriler artınca yatırımların önü tıkanmaya başladı. Ancak devletin yatırımın önüne geçmek yerine yatırımcıyı yönlendirmesi gerekiyor. Ucuz turizmden çıkış noktalarına ihtiyacımız var. Örneğin yatırımcıya ağaç dikme mecburiyeti getirilebilir. Çevrenin korunması için önlemler zorunlu hale getirilebilir. Dünyada yaklaşık 31 bin saha var ve 60 milyon insan golf oynuyor. Golf yatırımları Türkiye'ye daha kaliteli ve paralı turisti çekecektir. İspanya'da 50 milyar dolarlık turizm gelirinin 5.5 milyar doları golften elde ediliyor. Bizde ise yıllık en az 1 milyar dolarlık potansiyel var ancak 6 yılda bunun sadece üçte biri kadar gelir elde edilebildi. Ayrıca golf sahalarının yanında satılan gayrimenkuller de çok değerli oluyor. İspanya golften yılda ortalama 5.5 milyar dolar, tesislerin etrafındaki gayrimenkul satışlarından ise 8 milyar dolar gelir elde ediyor. TAKLİT CAZİBESİNİ YİTİRDİ Sizin yatırımınızın en önemli özellikleri neler? Yeni tesisimiz 750 dönümü golf alanı olmak üzere toplam bin dönüm üzerinde kurulu. Projeyi, bin 200 yataklı, en fazla 4 katlı butik oteller mahallesi şeklinde tasarladık. Tesis, Köprü Çayı'nın denize döküldüğü yerde. Tüm su ihtiyacımızı buradan yani denize dökülen çaydan karşılıyoruz. Otel için günlük 700 tona yakın su ihtiyacımız var. Çaydan aldığımız suyu filtreden geçiriyoruz. Klimalarımız tamamen bu suyla çalışıyor. Golf sahası için de günlük bin 500-2 bin ton su tüketimimiz olacak. Bu ihtiyacımız da çaydan karşılanıyor. Ayrıca kendi kullandığımız ve klimadan çıkan atık suyu da golf sahalarında kullanıyoruz.
Antalya'nın artık yeni turizm yatırımlarını kaldıramadığısöyleniyor ama siz de en büyük yatırımınızı burada yaptınız... Antalya'da artık farklı projeler lazım. Biz hem konum hem de mimari olarak çok farklı bir proje yaptık. Akdeniz'in tek deniz kenarında bulunan golf sahası. Artık herkes birbirini taklit ediyor ve taklitin fiyatı sürekli düşüyor. Yani taklit de cazibesini yitirdi.
Turizm sektöründe farklı projeler anlamında neler yapılabilir? Golf iyi bir seçenek. Çünkü turisti daha fazla harcıyor. 2006'da Türkiye'de kişi başına turizmden elde edilen gelir ortalama 630 dolar. Golf turizminde ise bu rakam bin 600 dolar. Dünyada 806 milyon turistin kişi başına düşen ortalama turizm harcaması 844 dolar, Türkiye'de ise 20 milyon turistin kişi başı ortalama harcaması 633 dolar. Kalitemiz dünya seviyesinde ama yüzde 22 daha düşük fiyatla sunuyoruz. Golf müşterisi 'daha ucuza geleyim' diye bakmıyor.
Sektöre yeni giren oyunculara tavsiyeniz nedir? Turizm sektörüne giren yeni oyuncuların sayısı, sektörün içindekilerden daha fazla. Bu insanlara yol gösterilmesi gerekiyor. Çünkü her yeni oyuncunun öğrenme sürecinde yaptığı hataların bedelini tüm sektör ödüyor. Onlara yardımcı olacak bir gayrimenkul yatırım ortaklığı modeli kuracağız. Mesela arazisi var ama parası yok, ya da parası var nasıl bir yatırım yapacağını bilmiyor. Ona finansmanı ya da uygun araziyi bulup, tesisin doğru konseptte inşa edilmesini sağlayacağız. Sonra da Lykia-World markası altında kirayla işletmeciliğini üstleneceğiz. Bu arada biz de 3 tesisimizi 2009'da halka arz etmeyi planlıyoruz. Bu projeleri ise belli bir gelir seviyesinden sonra gayrimenkul yatırım ortaklığı ile halka açacağız. Böylece o yatırımcının parasının bir kısmını tahsil etmesini sağlayacağız. Her 2 yılda yeni bir proje geliştirmeyi hedefliyoruz. İlk proje 2008'de başlayacak.
Servisi 
