Sortie'nin sahibi Erol Kaynar, 'Crossfire' sistemi ile artık yüksek sesten şikayet gelmeyeceğini söyledi....
Son yıllarda eğlence sektöründeki yatırımlarıyla dikkat çeken 1949 Manisa doğumlu BJK eski yöneticisi Erol Kaynar ile 3 yıldır işlettiği 450 personelli Sortie'de görüştük.
Sortie ismi nasıl seçildi? PR şirketimizle birlikte 80 isim arasından seçtik. Sortie, Fransızca, 'kaçış, çıkış' anlamına geliyor.
3 yıl oldu, bu sezonun nasıl olmasını bekliyorsunuz? 2007'de en iyi ciroyu bekliyoruz. Geçen yılla aynı, 23 Mayıs'ta zamanında açıldı. 4-5 milyon dolarlık ciro bekliyoruz.
Geçen yıl nasıl geçti? Geçen sene başlangıçta İstanbul'un en iyi cirosunu yapıyorduk. Hafta içi dahil yoğundu. Temmuz başındaki ses yasağıyla birlikte bütün işletmeler darbe aldı. Darbe gibiydi. Kötü yorumlandı. Çok ciddi kayıp yaşadık. İçeride 10 ayrı işletme var, 450 personel var, durma noktasına geldik.
'CİRONUN YÜZDE 60'I GİTTİ' Ciro ne oldu? Beklentimizin yüzde 60'ı gitti. 3.5 milyon YTL hasılat oldu.
Bu sene yasakla mücadele nasıl olacak? Yasak bu yıl çok daha medeni. Geçen sene, sesi kıssanız da hedef sesi ve işletmeyi tamamen kapatmak ölçüsündeydi. Mekan sahipleriyle Anakent Belediyesi ve Çevre İl Müdürlüğü'nde toplantılar yapıldı. Ben mevcut tesisatı bıraktım. Bizim de hedefimiz insanları rahatsız etmeden eğlendirmek. İtalya'dan bir sistem getirttik.
Neden İtalya'dan? Rimini bölgesinde de açık alanda gece kulüpleri var. Aynı olay başlarına gelmiş. İtalyanlar ihtiyaçtan bu sistemi geliştirmişler. Adı, 'Crossfire' sistemi...
Nasıl bir sistem bu? Size kaça mal oldu? 80 bin YTL'ye... 1.5 ton taşıyan demir konstrüksiyon, kolonların asılması için yapıldı. Sesi insanın üstüne veriyor, kalan sesi emiyor. Sesi algılıyor ve çok yükselirse desibeli düşürüyor. Normalde geniş açıyla müzik yayılırken bu tam tersi; nokta atışı yapıyor.
'GEÇEN YIL SES YÜKSEKTİ' Teknik sınır nedir? Dışarıdaki gürültü, yaklaşık 60 desibeldir. Onun üstüne artı 5 veriyorlar, yani 65 desibel olmalı.
Geçen yıl kaçlardaydı peki? Geçen yıl 75'lerdeydi, çok yüksekti, itiraf etmek gerek!
İçki tüketimi sesin düşmesiyle azalıyor mu? Desibeli alçaltmıyoruz. İnsanların eğlenebilmesini sağlayacak seviyede. Sadece dışarıya ses gitmiyor.
Diğerlerinde var mı? Diğer işletmelerde yok diye biliyorum. Bizdeki sistem sayesinde perdeye gerek kalmadı.
2007 yazına hazırsınız yani? Ses işini çözdük. Doğru mekanları seçtik. Hepsi ayrı birer marka. Geçen yıl 6, bu sezon 9 restoran var. Yemek cirosunu etkileyecek tabii. Pazar-pazartesi hariç diğer günler restoranlar dolu.
Mekana yaklaşık kaç kişi giriyor? Cumartesi akşamı bin 750 yemek rezervasyonu vardı. Bar da bin 500 kişi alıyor. Hafta sonu günde 4 bin kişi giriyor.
Saat yasağı nasıl uygulanacak? Hafta içi saat 24.00, hafta sonu 01.00 değil mi? Saat uygulanmıyor. Medeniyet geldi. Turizmde böyle karar hoş olmaz, bürokratlar da biliyor.
Yabancı oranı nedir? Yüzde 30-40 yabancı müşteri.
Müşterileri anlatır mısınız? Akşam üzeri işten çıkıp gelenler var. İşadamı ve CEO'lardan oluşan keyif almasını bilen bir grup. Magazin sayfalarında görmediğimiz çok ciddi işadamları geliyor. 2. grup, direkt restorana gelen müşteriler. 3.grup da gece yarısından sonra tamamen eğlenceye gelen kitle. Ortak hedef, eğlenmek.
Türkler bu tarz yerlerde pek dans etmiyor, değil mi? Türk bayanları dans eder, erkekler seyreder. Yurt dışında bir erkeğin dans etmesi kadar doğal bir şey yok. Bizim erkeklerimiz nedense dans etmeyi gurur meselesi yapabiliyor.
'BİZDE RACON KESME VAR' En çok hangi içki içiliyor? Birkaç senedir trend votkaya kaydı. Önceleri ağırlıklı viskiydi. Votkayla yapılan kokteyller revaçta. Rakı bizde çok değil, daha çok kebapçıda ve balıkçıda.
Kişi başı ortalama ne kadar harcanıyor? Tüm sektörde gece hayatında kişi başı ortalama 25-100 YTL harcanır. Çok değişkendir.
Türk insanı eğlenceden anlıyor mu? Son senelerde evet. Artık detayları bile algılıyor. Müziklerin çeşitlerini Avrupa'dan daha iyi ayırt edebiliyor. Örneğin DJ geçişlerinde hatayı bulabiliyor.
Birbirini bakışlarla kesen tiplere ne diyorsunuz? Bizde racon kesme var; hani şu Clark bakışı. Türkler sever bunu. Altında herhangi bir kötülük ve taşkınlık yatmadığı müddetçe bence hoş...