Katliamın fotoğrafı
Yayımlanan bu ibret fotoğraflarına, hepimiz iyi bakmalıyız. Çünkü bu fotoğraflar, Belek'te son yıllarda sürdürülen ağaç katliamının kanıtıdır. Bu fotoğraflar, turizmin başkenti Antalya'da doğanın nasıl da katledildiğinin, bazı çevreci söylemlerin, bazen nasıl da sadece lafta kaldığının bir ispatıdır. Bu fotoğraflar gerçekten utanç fotoğraflarıdır. Düşünün hangi devlet, hangi kurum, hangi ülke, hangi bölge, hangi kent; kendi toprakları üzerinde bulunan binlerce ağacın, birkaç yıl içinde böyle umarsızca katledilmesine izin verir? Düşünün bu tür bir fotoğrafa, bu yeryüzünün hangi köşesinde rastlanır? Bu tür görüntülere, olsa olsa Uganda, Kenya, Kosta Rika, Ekvator gibi ülkelerde rastlanır. Bu tür görüntülere, olsa olsa dünyanın en geri, en ilkel ülkelerinde rastlanır. Bu tür görüntülere, olsa olsa klasik deyimle "muz cumhuriyetleri"nde rastlanır. Elbette bu ilkel görüntülere, ne yazık ki bir de turizmin başkenti Antalya'nın gözbebeği Belek'te rastlanır. Son 50 yılda orman alanları yaratmış, ama birkaç yılda yitirmiş Belek'te... Çevreciler Belek'te bugüne dek 500 bin ağacın kesildiğini dile getirdiklerinde, biz bu söylemi haberleştirdiğimizde; bu katliamın bir bölümünün fotoğraflarını yayımladığımızda; bu haberlere burun kıvıranlar, bu haberleri abartılı bulanlar, ağaç kesmediklerini savunanlar, ağaç katliamı olmadığını söyleyenler, şimdi havadan çekilmiş Belek'in önceki haliyle, şimdiki durumunu karşılaştırmalı gösteren bu fotoğrafları, kanımca kesip ofislerinin önüne asmalıdırlar. Asmalıdırlar ki bir daha bu tür bir doğa katliamının uygulayıcısı ya da bir parçası konumunda olmasınlar. Bu fotoğrafları, şimdi yurttaşlarından milletvekili seçilmek için yeniden oy isteyen Orman Bakanı Osman Pepe de evinin oturma salonuna asmalıdır. Çünkü çevrecilerin yıllardır sürdürdüğü mücadeleye, son 4 senedir kulaklarını tıkayanlardan biri de Pepe'dir. Bu fotoğrafları evinin salonuna asması gereken bir diğer isim ise şu an Aydın'da yurttaşlardan yeniden milletvekili seçilmek için oy isteyen Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'tur. Atilla Koç bu fotoğraflara bakarsa belki vicdanı sızlayabilir Bu fotoğraflar eminim bazı turizm yatırımcılarının da hoşuna gitmeyecek. Onları rahatsız edecek. Ama bu fotoğraflar, Türkiye'de turizm yatırımı anlayışının artık kökten değişmesi gerektiğinin de bir ifadesidir. Çünkü giderek bir beton yığınına çevirdiğimiz, turizm anlayışıyla nereye kadar gidebileceğimizi aslında yatırımcının kendisi de biliyor. Ama bunu bilmek yetmiyor. Bu yağmacılıktan, bu ülkede ağaç keserek turizm alanı yaratma anlayışından, artık tamamen vazgeçmek gerekiyor. Çünkü böyle bir anlayış sadece Antalya'yı değil, tüm Türkiye'yi yok eder. Bu anlayış ile turizm doğru bir yere varamaz. Örneğin "golf turizmini" geliştirmenin karşısına; kocaman bir ormanı, yarım milyon ağacı yok etmeyi, buna bir de "hoşgörü" isteyerek yerleştirmek; artık dünyada örneği olmayan "vahşi kapitalist" bir uygulamadır. Bu nedenle artık turizm sektöründe de doğayı "koruyarak- kullanmaya" yönelik, çevreye duyarlı bir politika gelişmeli. Çünkü doğayı, çevreyi, ormanı, ağacı bol keseden umarsızca yiyen bir turizm anlayışı ile iyice betonlaşan bir Türkiye yaratır, çocuklarımızın geleceğini çalan hırsızlar konumuna düşeriz.
Sabah Gazetesi Akdeniz Bölge Temsilcisi Ünal ERSÖZ
|