TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, atv'de Ali Kırca'ya konuk oldu. Merkez Medya Grubu'nda işlerin iyi gittiğini söyleyen Ertürk, "Varlık ya da hisse satabiliriz. Danışmanlar karar verecek. En geç yıl sonunda biter. En az 1 milyar dolar gelir" dedi.
***
'Sabah ve atv satışında bütünlüğü bozmayacağız'
TMSF Başkanı, Sabah, atv ve Takvim'deki performanstan çok memnun olduklarını belirterek, "Yayınların değeri düşmedi, aksine arttı. Bütünlük halinde satacağız" dedi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, dün akşam atv Ana Haber Bülteni'nde Ali Kırca'ya, Sabah ve atv'deki son gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Ertürk, Sabah ve atv için Star'da uyguladıkları varlık satışı yöntemini kullanabilecekleri gibi hisseleri de halka arz edebileceklerini belirterek, "Ancak bunların hepsini değerlendiriyoruz. Satışın nasıl olacağına danışmanlarımız karar verecek. Gelir hedefimiz en az 1 milyar dolar" dedi. Ertürk, alternatifler arasında borçlunun borcunu ödemesi halinde malının devredilmesi yönteminin olup olmadığını da araştırdıklarını vurguladı. TMSF'nin bu varlıkları elinde tutup kullanmak niyetinde olmadığına dikkat çeken Ertürk, şunları söyledi:
'Birkaç paket olabilir' "En geç bu yıl sonu satmakta kararlıyız. Tüm yayınları bütünlük halinde satmayı düşünüyoruz. Henüz o ince planlamayı yapmış değiliz. 1-2 paket oluşturabiliriz. 'Satış sonrası medyada tekel olur mu?' endişesi var. Biz alacağımızla ilgileniyoruz. Başka kurumların bunu dert edeceğini düşünüyoruz." Sabah, atv ve Takvim'deki performans artışından çok mutlu olduğunu da vurgulayan Başkan Ahmet Ertürk, "Değerleri düşmüyor, tam tersi artıyor" diye konuştu. Kendilerine yönelik olumsuz eleştirilerin haksız olduğunu da savunan Ertürk, şöyle devam etti:
'Hukuki zorunluluktu' "Geçen gün TBMM Bütçe Plan Komisyonu'nda konu tartışılırken, 'Size yönelik eleştirileri yanıtlamadınız' diye bir eleştiri geldi. Bu operasyon bir hukuksal zorunluluktan doğdu. Medyaya girmekten çok da mutlu değiliz. Medyanın kendi iç dengeleri açısından bu operasyon önemli. Biz bir protokol yapmıştık. Arkasında durmuştuk ama taraflardan biri gizli belgeyi ortaya çıkartınca değerlendirmek zorunda kaldık. Kurduğumuz yapıyı kökten değiştiren bir hukuki durum oluşturuyordu. Bu yüzden yaptığımız protokolü bozduk. Sonrasını hukuk sürecine bıraktık. Turgay Ciner'in yürütmeyi durdurma talebi mahkeme tarafından reddedilince, bizim yürümemiz için hukuksal bir engel kalmadı."