1987 seçimleri slogan savaşlarına sahne oldu. ANAP'ın "Türkiye çağ atlıyor" iddiasına karşı SHP seçmenden bir soruyla oy istedi: 'Beş yıl daha bir limon gibi sıkılmaya gücünüz var mı?'... Bu slogan, SHP'yi iktidara taşımadı ama seçime damgasını vurdu....
1987 yılına gelene kadar Türk siyaseti yeniden şekillenir. 12 Eylül öncesinin dört eski partisi, siyasi areneda tekrar ortaya çıkar. Demirel DYP'yi ve Erbakan Refah Partisi'ni, Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi'ni, Ecevit ise DSP'yi kurdururlar. Bu arada 12 Eylül'ün iki partisi yok olur. MDP kendini fesheder. Halkçı Parti ise Erdal İnönü'nün SODEP'i ile birleşerek, SHP adını alır. 1987 sonbaharında yapılan referandumla 12 Eylül darbesiyle siyasetten uzaklaştırılan liderler yeniden siyasete dönerler. Böylelikle 29 Kasım 1987 seçimlerinden önce, eski liderler partilerinin başına geçerler.
TELEVİZYONDA SİYASİ REKLAMCILIK 1987 seçimlerinden önce Seçim Kanunu'nda değişiklik yapılır ve partilere TV'de paralı reklam yapma hakkı verilir. ANAP ve SHP bu imkandan yararlanırlar. 1987 Genel Seçimlerinde ANAP'ın siyasal iletişim kampanyaları için Birikim Ajans görevlendirilir. SHP ise Yorum Ajans'la çalışır. Diğer partiler propaganda çalışmalarını kendileri yürütürler.
ANAP "ÇAĞ ATLAYAN TÜRKİYE" DEDİ Anavatan Partisi'nin 1987 seçim kampanyasındaki temel stratejisi 'Türkiye Çağ Atlıyor' şeklinde özetlenebilir. ANAP seçmenden, başladığı projeleri bitirebilmek için 5 yıl daha yetki istemektedir. ANAP iktidarının başarmış olduğu icraatlar anlatılırken, diğer yandan SHP başta olmak üzere muhalefete dönük eleştiriler yayınlanır. Kampanyada Anavatan Partisi'nin önceki kampanyalarında da olduğu gibi star stratejisinin devamı olarak, sadece Özal'ın fotoğrafının kullanıldığını görürüz. 'Çağrı' başlıklı ilanda Özal, "Türkiye'nin bugün nerede olduğunu anlamak, nereden geldiğini hatırlamakla mümkündür" diye başlar ve şöyle devam eder: "Bir çağrım var sizlere. Önce hafızalarınıza bir çağrı. Hatırlayalım bakalım hangi sözcükleri unuttuk: Kıtlık, yokluk, darlık, kuyruk, kaçakçılık, karaborsa, 70 sente muhtaç olmak. Hatırlayalım bakalım daha neleri unuttuk: Siyasi kavga, kilitlenmiş parlamento, anarşi, terör. Hatırlamayı bile istemediğimiz kabus: Tepede başlatılan siyasi kavga... Vatandaş Oyunu bölme. Vur mühürünü Anavatan üstüne. Çağ atlayan Türkiye'ye. Elele daha da ileriye"
KAVGASIZ TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIK! 'Kavgasız Türkiye'ye Sahip Çıkınız' başlıklı ANAP ilanında, "Her 10 yılda bir Türkiye sancı içine girmişse, basiretsiz politikacılar yüzünden girmiştir Dilin kemiği yok! Sizlere gökteki yıldızlar dahi vaat edilmiş, sonra Türkiye batma noktasına getirilmiştir. Şimdi hangi yüzle huzurunuza çıkıyorlar?" Seçimden bir gün önce yayımlanan 'Yarın... Çağ atlayan Türkiye'nin eteğinden çekmelerine izin vermeyin!' başlıklı ilanda, 'Yarın oyunuzu bölmeden, Anavatan Partisi etrafında birleşir, bütünleşirseniz herşeyden önce, 4 yıldır içinde yaşadığımız iç barış, huzur ve güven ortamına bir 5 yıl daha eklemiş olacaksınız. Önümüzdeki 5 yılda, Yeni bir Anavatan iktidarının, neler yapabileceğinin göstergesi ve teminatı, son dört yıl içinde yaptıklarımızdır' denir. ANAP; geçmişteki kanlı günlerin sorumlusu olarak konumlamaya çalıştığı eski liderlere son güne kadar yüklenmeye devam edecektir.
5 YIL DAHA BİR LİMON GİBİ SIKILMAK SHP kampanyasının ilk ilanında, 'Sosyal demokrat Halkçı Parti Halkımıza Soruyor: Beş yıl daha bir limon gibi sıkılmaya gücünüz var mı' başlığı kullanılır. İlanda, "...Karar vermeniz için 7 gün kaldı. 29 Kasımda 5 yıllık geleceğinizi oylayacaksınız. Zamlardan... geçim sıkıntısından... işsizlikten... yolsuzluklardan kurtulmak için 7 gün kaldı. Ö0zal 'Enflasyonu önlemek istemeyen fakir dostu olamaz' diye diye iktidara geldi. Uygulamasıyla yalnızca büyük sermayeden yana olduğunu gösterdi. Orta direği yok etti. 'Dış itibarımız artıyor' diye diye dış borçlarımızı 2 katına çıkardı. 'Demokrasiye geçiyoruz' diye diye özgürlükleri, hukuku çiğnemeye yeltendi. Özal'ın masallarından kurtulmanız için... Türkiye'nin nefes alması için 7 gün kaldı. 7 gün sonra vereceğiniz kararla ya Masalcı Özal sizi bir limon gibi sıkmaya devam edecek, ya da Güvenilir Lider İnönü Türkiye'ye nefes aldıracak.." denilmektedir. Limon konsepti siyasal iletişim tarihimizin en yaratıcı örneklerindendir.
ERDAL İNÖNÜ'NÜN BEĞENİLEN İMAJI Ajans, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'ye imaj danışmanlığı da yapmıştır. Ajans, İnönü ile Özal'ın TV ve radyo konuşmaları üzerinde çalışır. Özal on dakikada 700-750 kelime kullanırken, İnönü 1.200'e yakın kelime kullanmaktadır. Vücut dilinde Özal çok daha iyidir. Erdal İnönü'nün düşünceleri net olsa da, hocalıktan kalma alışkanlıkla uzun cümleler kurmaktadır. Özal ise düşüncelerini kısa ve anlaşılır cümlelerle ifade etmektedir. Konuşmacının kağıda bakmadan konuşma yapmasını sağlayan Auto Q cihazının yardımıyla, İnönü'nün konuşma hızı düşürülür. Kullandığı cümlelerdeki kelime sayıları azaltılır. Söylemekte zorluk çektiği kelimeler yenileriyle değiştirilir. Kulağa daha iyi hitap edebilen konuşma yapması sağlanır. Radyo ve TV konuşmalarının yanı sıra mitinglerde de İnönü için konuşma notları hazırlanır. Mitinglerde kampanya mesajlarını tekrarlaması sağlanır. Çalışma sonunda İnönü on dakikada 960-980 kelime seviyesine iner. TV'deki ilk propaganda konuşmalarının ertesinde gazetelerde yayınlanan anketlerde, İnönü'nün konuşması en beğenilen ve performansı en yüksek konuşma olur.
BOŞA OY VERMEYİN! 'Oyunuzu Bölmeyin! Boşa Oy Vermeyin!' başlıklı SHP ilanı DSP'ye karşı hazırlanmıştır. Bu ilanda sosyal demokrat seçmenin, solun büyük partisi SHP'de birleşmesinin önemi vurgulanır. İnönü merkez sol seçmene şöyle seslenmektedir: "Dikkatinizi baraj tuzaklarıyla dolu seçim sistemine çekmek istiyorum. Bir partinin meclise girebilmesi için, önce Türkiye genelinde toplam oyların en az %10'unu alması gerekiyor. Örneğin... bir partinin oyların hepsini aldığını düşünelim. Normal olarak o bölgenin bütün milletvekillerini o partinin alması gerekmez mi? Eğer o parti Türkiye genelinde toplam oyların en az %10'unu alamadıysa, aldığı tüm oylar boşa gidecektir. Meclise hiçbir milletvekili gönderemeyecektir. Oyların bölünmesi çok net olarak görünüyor ki yalnız ANAP'a yarayacaktır"