Akdoğan, 2000 yılında yaşanan ve dünya medyasını günlerce meşgul eden olayın perde arkasında olanları anlattı..
Eylül 2000'de dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan imzasıyla yayınlanan genelge doğrultusunda 833 Amerikalı gay turist limana yanaştırılmamış, olay sadece Türk medyasını değil, dünya medyasını da günlerce meşgul etmişti. O tarihte de Belediye Başkanı olan Akdoğan'a, basına yansıyanların dışında perde arkasında neler yaşandığını soruyoruz. Akdoğan, şunları anlatıyor: "Gemilerin rezervasyonu bir yıl önceden yapılır. Bir hafta kala gemide gay'lerin olduğunu öğrendik. Onlar limana yanaşmadan bir gün önce kaymakam bize Tantan'ın böyle bir genelge yayınladığını, geminin yanaştırılmayacağını söyledi. Bense 'Böyle bir şeye engel olamam' dedim. O gün de arkadaşlarla dalmaya gidecektik. Orfoz avladık, saat 11.00'de bir telefon geldi. Ortalık karışmış. İlk yola çıkan kafileyi itekleyerek otobüslere bindirmişler. Hemen geminin anons sisteminden anons yaptım, Türkler'in aslında misafirperver olduğunu belirterek, bu yanlışlık için özür diledim. O sırada yanımda bir bey var, herkes etrafında saygıyla koşturuyor. Telefonu çaldı, sonra bana uzattı. Telefondaki Al Gore'du! Meğer Clinton'ın seçim kampanyasında gay'ler Clinton'ı desteklemiş. O bey de onların bağlı olduğu grubun yöneticisiymiş. 'Bir yanlışlık oldu, durumu düzeltiyoruz' falan dedim. Sonra şehir turu yapmak için duyuru yaptım. Yarısından fazlası protesto etti, gemiden bile inmedi. Bir kısmı geldi, Efes'e falan gittik. Elleri ceplerinde, bir kuruş bile harcamadan beş karış surat geri döndüler! Bu olaydan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi onları kırmızı halılarla karşıladılar, o da ayrı tabii..!"