Adını bereketin simgesi 'nar'dan alan Side, Apollon Tapınağı gibi tarihi eserleri ve ince kumlu geniş plajı ile özellikle hareketi seven tatilciler için doğru tercih.
Merkez Manavgat'tan ayrı bir biçimde markalaşan, etrafı kumsallarla çevrili tarihi bir yarımada üzerine kurulmuş olan Side'nin karşı konulmaz bir manzarası var. Özellikle yaz aylarında, bu kadar popüler olmasının en belirgin nedeni, ince kumlu plajları. Side'de "Denize nereden girerim?" derdi yok. Uçsuz bucaksız kum plajları, yarımada boyunca uzanıyor. Yaz aylarında bu bölge çok kalabalık oluyor. Daha sakin bir plaj isterseniz, yakınında bulunan Sorgun'u öneririm.
TARİHE YOLCULUK Bölgede bir zamanlar kullanılan yerel dilde adı bereketin simgesi 'nar' anlamına gelen Side kenti, M.Ö. 1405'te kurulmuş. Narın, Side için anlamı büyük. Roma dönemine kadar, kentte basılan paraların, mermer kabartmaların üzerinde hep nar var. Side'de antik kalıntılarla bugünkü şehir iç içe geçmiş durumda. Bütün caddelerini yaklaşık yarım saatte dolaşmak mümkün. Tiyatro da, müze de, Apollon Tapınağı da yürüme mesafesinde. Fakat 'Sıcakta ben yürümem' derseniz, traktörlerin arkasına takılan römorklarla kentin her yerine gidebilirsiniz. Kentte ufak bir gezinti bile adeta geçmişe yolculuk. Tarihi kalıntılar, sizi Side girişinde karşılamakla kalmıyor, gezerken de her yerde karşınıza çıkıyor. Kentin girişinde yer alan 15 bin kişilik tiyatro, dünyanın en iyi korunmuş antik yapıları arasında sayılıyor. Bizans döneminde gladyatör yarışları ve hayvan mücadelelerinin yapıldığı arena olarak kullanılmış. Side'nin ana caddesi, tiyatroyu ve çarşıyı geçerek, deniz fenerinin olduğu eski limana uzanıyor.
SİDE'NİN SİMGESİ Hemen sahilde limanın yanında M.S. 2. yüzyıla ait Apollon ve Athena Tapınağı var. Apollon Tapınağı'nın ayakta kalmayı başarabilmiş ihtişamlı sütunları, Side'nin simgesi sayılıyor. Aslında Artemis ve Apollon için ikiz tapınaklar inşa edilmiş. Bu tapınakların denizcileri koruyacağına inanılırmış. Ancak Artemis Tapınağı tamamen yıkılmış, Apollon Tapınağı ise sonradan bir Bizans bazilikasıyla çevrelemek istenmiş. Bugün Apollon Tapınağı'nın birkaç sütunu ayakta. Bazilika ise harap durumda. Apollon Tapınağı kalıntıları yazları gün batımında, büyülü bir yere dönüşüyor. Side'ye kadar gitmişken müzesini de gezmek gerekir. Müzede Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden yazıtlar, silah kabartmaları, heykeller, lahitler, sunaklar, sütun başlıkları ve sütun kaideleri sergileniyor. Turizm firmaları, Toros Dağları'na safari turları düzenliyor. Günlük turlar sabah erken saatlerde başlıyor. NE YENİR? Side'de Çin mutfağından kebapçılara kadar kadar aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Özellikle limanda nefis manzarası olan balık restoranları var. Çoğu yerde hâlâ kredi kartının geçmediğini de belirteyim. Side'ye gitmişken Antalya'nın yöresel yemekleri olan sac kavurma ve Arap aşının tadına da bakmalısınız.