'Karnesinde kırık not olan çocuğa asla olumsuz yaklaşmayın' diyen uzmanlar anne-babaları uyarıyor: Sergileyeceğiniz yanlış tavır, onun özgüvenini zedeler.
Bir eğitim sezonu daha sona eriyor. Bugün karne alan öğrencilerden bir kısmı mutlu, bir kısmı sıkıntılı evin yolunu tutuyor. Sıkıntılı çocuklara karşı anne-babaların anlayışlı davranması gerektiğini söyleyen uzmanlar, yanlış tavırların çocuğun özgüvenini zedeleyeceği görüşünde birleşiyor. Burada unutulmaması gereken en önemli konu, başarısızlığın altında yatan nedenler... NASIL ÖĞRENİR? Öğrenme daha bebeklik döneminde başlıyor. Bebeğin bir oyuncağa uzanmak için gösterdiği çaba, yürümesi veya kendi kendine yemek yemesi öğrenme güdüsünün örnekleridir. Erken dönemde gözlemlenen öğrenme güdüsüyle çocuk, okul çağında okuma-yazma gibi etkinliklere yönelir. Çeşitli olaylar çocuğun doğal öğrenme güdüsünü olumsuz etkiliyor. Çocuk, başarılı olamayacağına inandığında hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünerek çalışmayı bırakıyor. Çaba göstermedikleri için öğrenmede de başarı sağlanamıyor.
BAŞARIYI ARTIRAN ÖNERİLER Bu nedenle karnesinde zayıf notu olsa da çocuğun özgüvenini sağlamlaştırmasında anne-babaların yaklaşımı önemli rol oynuyor. Uzmanlar ailelere önümüzdeki eğitim sezonunda çocuğun başarısını artıracak önerileri şöyle sıralıyor:
* Çocuğunuzu eğitirken kararlı ve adil davranın. Sorumluluk kazanmak ve bağımsız olabilmek için makul bir disiplin anlayışına gereksinim vardır.
* Evde sorumluluk üstlenmesini öğretin. Ev ortamında görevler vererek özdenetimini geliştirmesine yardım ederseniz, onu okul yıllarına da hazırlamış olursunuz.
* Okulu hakkında konuşun. Okuldaki etkinlikleri sorun, onu dinleyin.
* Tüm aile bireylerinin katılabileceği, öğrenmeyi özendiren etkinlikler düzenleyin. Örneğin müze ve tarihi yerleri ziyaret etmek gibi.
* Öğrenmenin önemli olduğunu düşündüğünüzü ona belirtin.
* Başarı için olanak yaratın. Kendilerini yetkin hisseden çocuklar, yeni bilgilere hevesle yönelirler.
* Hoşlandığı ve başarılı olduğu etkinlikleri belirlemesi için yardımcı olun. Öğrenme deneyimlerini geliştirmesi için ilgi alanlarından yararlanın.
* Ona yardımcı olurken ödül ve yaptırımları dengeleyin. Sürekli yaptırım uygulamak onu bezdirebilir. Ailenin yüksek başarı beklentisi ve 'tembel', 'sorumsuz' gibi olumsuz sıfatlarla çocuğu etiketlemesi, onun kendine duyduğu güveni zayıflatır. Öğrencinin çabasını ve üretkenliğini ödüllendirin. Ancak unutmayın; ödüllendirmek ona her zaman para vermek ve ayrıcalık tanımak değildir. Sadece onunla gurur duyduğunuzu söylemek bile yeterlidir.
* Evin sakin bir köşesini çalışma alanı olarak düzenlemesi için ona yardım edin. İlköğretim çağındaki çocuğunuzla ödevlere ne kadar zaman ayıracağını konuşun. Günlük ödev saatini belirleyin. Bu saat süresince diğer faaliyetler durmalıdır. Aşırı televizyon izleme, bilgisayar ve video oyunlarıyla ilgilenme gibi öğrenmeyi etkileyen etkinliklerin süresini kısıtlayın.
* Öğretmenlerine saygı duyduğunuzu çocuğunuza gösterin. Bir eğitimciyle yaşadığınız anlaşmazlığı çocuğunuzun önünde çözümlemekten kaçının. Sık sık öğretmenleriyle konuşun. Evde ve okulda geçen olaylar hakkında karşılıklı olarak bilgi paylaşımında bulunun.
* Öğrencinin kronik bir hastalığı varsa, hastalık ve tedavi konusunda öğretmeni bilgilendirin. Okul idaresi ve rehberlik servisiyle görüşerek okulun sağlayacağı hizmetlerden yararlanın. Örneğin, devamsızlık nedeniyle eksik kalan bilgilerin etüt saatlerinde öğrenciye aktarılması, psikolojik danışmanlık verilmesi gibi...
* Öğrencinin gelişme gösterdiği ve zorlandığı alanları belirlemek için onunla birlikte öğretmeniyle görüşün.
* Öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği gibi başarıyı etkileyen konularda okuldaki öğretmen ve psikolojik danışmanların çocuğunuzla ilgili kuşku ve uyarılarına önem verin. Gerekli durumlarda uzmanlara başvurun.
* Tatil günlerinizi, çocuğunuzun okulda neden zorlandığını belirledikten sonra uygun çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin.