Yedieminlik yapacaklar dikkat!
Maliye, kamu alacalarına karşılık olmak üzere haczettiği malları genelde kaldırıp götürmek yerine güvenilir bir kişiye veya güvenilir bir kişinin kefaleti ile sahibine bırakır. Bu uygulama dayanağını yasadan alır (6183 sayılı yasa md. 82). Bu şekilde haczedildiği halde sahibine veya bir başka kişiye bırakılan mallar doğal olarak bu kişiler tarafından devlet adına korunmak üzere bırakılır. Buna bir tür emanet, hatta devlet emaneti denebilir. Bu emanetlerin ilk talep üzerine hemen geri verilmeleri gerekir. Peki, kendisine bu şekilde hacizli mal bırakılan kişi, bu malları korumazsa, haczi koyan idareye vermez, güveni boşa çıkarırsa ne olur? Bu durumda iki sorumluluk ortaya çıkar. Bu kişilerin haklarında ceza kovuşturmasına başlanır. Cezai takibata başlandıktan sonra, asıl borçlu borcu ödese dahi bu kovuşturma sona ermez. Yani bir kere devletin güvenini boşa çıkarınca borçlu borcunu ödese bile yediemin cezadan kurtulamıyor. Ceza, 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası (Türk Ceza Kanunu madde 289). Malı koruyup vermeyen kişi malın sahibi olursa ceza daha hafif. Yarısı kadar. Görüldüğü gibi yasa mal sahibi kendi hacizli malını korumazsa, kaçırırsa daha az cezalandırılıyor. Malı korumayan mal sahibi dışında bir güvenilir kişi olursa ceza daha ağır oluyor. "Bu şekilde cezalandırılan var mı?" sorusu akla gelebilir. Evet var. Yargıtay koşullar gerçekleştiği zaman alt mahkeme beraat kararı vermiş olsa bile bozuyor. Mal kendisine bırakılan kişi hakkında ceza kovuşturması başlamadan önce mal verilir veya bu mümkün değilse bedelini öderse cezanın beşte dördü indirilir (6183 s. Yasa md. 82). Malı haczi koyan idare istediğinde vermeyenler idareye malın değeri kadar borçlu duruma gelirler. Bundan sonra vergi dairesi tahsilat için onların peşine düşer, onlar hakkında hacizlere başlar (6183 sayılı Yasa md. 83). Mallar eğer kendi ellerinde olmayan nedenlerle ellerinden çıktı ise kendilerine borç çıkarılmaz. Ama bunun için durumu kendilerinin kanıtlamaları gerekir. Sonuçta, yedieminliği kabul ederken sonucunun bilinmesi gerekir.