Olumlu düşüncenin 'sağlığımız ve gençliğimiz' üzerindeki etkisi (2) Öyle olaylar yaşıyor ki, insan yüreği yanıyor, içi kan ağlıyor. Acı çeken bir insana olumlu düşünmelisin denildiğinde ateş düştüğü yeri yakar cevabı almak kaçınılmaz oluyor elbette... Bize düşen o insanı anlamaya çalışmak, derdini paylaşabilmek olmalı, zamanla ateşin külleneceğini bilerek. Hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Sadece mutlulukla sevinçle yaşamak tekamüle aykırı. Yaşanılanlardan birşeyler öğrenmek, olgunlaşmak için sıkıntılar çekmek gerekiyor. Sanki dünya bir imtihan yeri....Dertsiz, zahmetsiz mezun olabilmek mümkün mü? Ben, Tanrı'nın bizimle olaylarla konuştuğuna inanıyorum. Esas olan yaşadığımız olayların dilini çözebilmek vermek istediği mesajı alabilmektir. Aynı olay karşısında tepkilerimiz farklıdır. İşte bu fark düşüncelerimizle ilgilidir. Bizi etkileyen yaşadığımız olaya bakış açımızdır.... Mutluluğumuzu ve mutsuzluğumuzu tamamen düşüncelerimizle yaratıyoruz. Bundan ne bilimin ne de bizim şüphemiz yok artık. O halde nasıl bir yol izlemeliyiz ki olumlu düşünmek yaşam biçimimiz haline gelebilsin? Önce iyimserlik ve ümidimizi kaybetmemek üzerine kurulu bir düşünce sistemine sahip olmanın; sağlığımız için ne kadar gerekli hatta zorunlu olduğunu kabul etmeliyiz. Aklımızla ve ruhumuzla bu bilginin doğruluğuna ve uygulanabilir olduğuna tam olarak inanmalıyız. Bu inanç ve kararlılıkla atacağımız ilk adım gelecek güzel günlerin başlangıcı olacaktır. Haftaya bu konuya yaşanılan örneklerle devam edeceğiz...