Simit
Geçtiğimiz akşam TEM'de yol alırken birdenbire trafik durdu. Fren sesleri, dörtlüler, kornalar... 'Neden durduk' diye inip baktık. Bir yolcu otobüsünün önünü kesmiş gençler. Arkadaşları askere gidiyor. TEM'in ortasında İstiklal Marşı okumaya başladılar. Tabii herkes hazrolda. Marş bitince kavga başladı. Otobüs şoförü çok kızgın; "Otogardadaikisaatsalladınızotobüsü.Makinekardeşimbu.Bozarsanızneyaparımben.Otobüsüsallamaklaaskerliğinnealakasıvar?" Homurtular, bağırışlar, arabalarından inen sürücülerin küfürleri havada uçuşuyor. Yollarından olanlar gençlere hesap soruyorlar. Askere giden çocuk da otobüsten inmiş insanları teskin etmeye çalışıyor. "Ya,ağabeyleryapmayın.Birazanlayışlıolun.Şimdiyolluyorumarkadaşlarımı" diyor. Ama sinir katsayısı çoktan yükselmiş durumda. Derken arkadaşını uğurlayan gençlerden birinin sesi duyuluyor; "Benimcankardeşimaskeregidiyorbirader.Yabirdahagöremezsem?" Buz kesiyor bir anda ortalık. Herkes susuyor. Arabalarından inenler araçlarına geri dönüyorlar. Tepki vermek için kornaya basanlar susturuluyor. Otobüsün şoförü hemen içeri kaçıyor. Bir yandan otobüsü hareket ettirmeye çalışırken bir yandan da gözlerini siliyor. Askere giden genç tek tek sarılıyor kardeşlerine, arkadaşlarına... Helalleşiyorlar... Terörün en çok can aldığı yıllarda bölgede görev yapan bir ağabeyim vardı. Görevi bitip tayin olduğunda içi rahattı. "Bitirdikçokşükür" demişti bana. Şimdi yeniden bölgede ve yine terörle mücadele ediyor. Giderken "Bizbitirdik,onlaryinebaşlatmalarınaizinverdiler. Okadarşehitboşunamıverildi" dedi. Sormak lazım şimdi Başbakan'a. "Meydanlardaicraatlarınızıanlatırkenterörüngörevegeldiğinizdekidurumuylaşimdikidurumunudakıyaslayacakmısınızacaba,simitinfiyatınayaptığınızgibi?"