Yaşlanmanın görülmeyen etkileri ve cinsellik
Günümüzde yaşlanmaktan bahsettiğimizde, nüfus kağıdımızda yazan yaşın pek de önemi kalmadığını görüyoruz. Her ne kadar her bireyin içerisinde zamanı geriye doğru sayan bir saat varsa da, bu saatin hızı farklı şekillerde etkileniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar hücrelerin kendilerini yenileme hızlarının, oksidan maddelerin etkilerinin, yaşam stresinin, beslenme özelliklerinin, günlük aktivitelerin ve sporun en az genetik yapı kadar doku ve vücut yaşlanmasını arttırıp, azaltabileceğini ortaya koymuştur. Yaşlanma ve cinsellik arasındaki ilişki toplumumuzda birbirinden ayrılmayan bir parça olarak kabul edilmiştir. Oysa ki, hem kadın hem de erkek için cinselliğin yaşanmasında sınır yaş yoktur. Yanicinselliğinazalmasıveyakaybolmasıaslındayaşlanmanındoğalbirsonucudeğildir. Tüm vücut fonksiyonları açısından, özellikle de kalp damar sağlığı açısından iyi durumda olan 65 yaş üzerindeki erkeklerde ve kadınlarda cinsel istek, daha iyi olmaktadır. Yani yemekiçmek gibi günlük vücut ihtiyaçlarımızdan birisi olan cinsellik de genel sağlık durumu ile yakından ilgilidir.
HORMONUNGÖSTERDİĞİETKİ Kandaki erkeklik hormonu testosteron miktarının anlamlı olması için aynı zamanda hormonların etki edeceği organlara bağlanması gerektiği, bu organların duyarlılıkları, testosteronun farklı formlarının etki göstermesi gibi yeni konseptler ortaya çıkmıştır. Buna göre de ilaç tedavileri ile hormonların kan seviyelerinin yükseltimesinin yanı sıra, hormon çeşitlerinden kişiye gerekli olan tipi seçmek, kana düzenli geçmesini sağlamak, hormon ihtiyacının karşılanıp karşılanmadığını anlamak gibi yaklaşımlar uygulanmaya başlanmıştır. Erkeklerin,cinselisteksizlik,kaliteliereksiyoneldeedememe,boşalmasorunları,yorgunlukhissi,kaskaybıgibibulgularıngörülmesidurumunda,bukonudaçalışanmerkezlerebaşvurarakincelemeleriniyaptırmalarıgerekir. Hormon eksikliği tespit edilirse o zaman ikinci basamak olarak kişiye uygun olacak tedavi şekli ve miktarı seçilir. Hormon verilmeden önce mutlaka kişinin prostat ve karaciğer gibi sorun yaratabileceği organların kontrolü gerekir. Yaşlılık, bebeklik, çocukluk, ergenlik, erişkinlik gibi hayatın bir dönemidir. Bu dönemde de vücut fonksiyonlarımızdan hiçbirinden vazgeçmememiz en doğal hakkımızdır.