50 yıldır kullanılan güneş koruyucu kremler önceleri kozmetik olarak kabul edilirken, günümüzde ilaç olarak tanımlanmaya başladı.
Cildimizi güneşten korumanın en vazgeçilmez yollarından biri güneş koruyucu kremlerdir. Güneş koruyucular 1920'li yıllardan beri kullanılıyor. Yaklaşık 50 yıl boyunca UVB'ye karşı koruma sağlamış olan bu kremler, son zamanlarda UVA'ya karşı da koruma sağlıyor. Bu nedenle önceleri kozmetik olarak kabul edilen güneş kremleri, daha sonra cilt fonksiyonlarını, aktinik zararlara karşı koruması yönü ile ilaç olarak tanımlanmaya başladı.
İKİ FARKLI GRUP Jel, köpük, krem, losyon gibi çeşitli şekillerde üretilen güneş koruyucular, kimyasal ve fiziksel olmak üzere iki grupta inceleniyor. Kimyasal güneş koruyucular, içerisinde bir veya daha fazla kimyasal madde barındıran ürünlerdir. UV'nin yüzde 95'inden fazlasını emerek, ışık enerjisini zararsız hale getirirler. Fiziksel güneş koruyucular ise, UV ışınlarını dağıtma ve yansıtma yoluyla zararlarını en aza indirgeyen ürünlerdir.
DOĞRU FAKTÖR SEÇİLMELİ Güneşten koruyucular söz konusu olduğunda, sürekli bahsedilen ve ürünün etkinliğini sayısal olarak değerlendirmeye yarayan rakamı ifade eden SPF (Sun Protect Factor) numarası, sağlanacak korumada önemlidir. Peki SPF'nin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Genel anlamda, güneş ışınlarının yakma etkisini, koruyucunun ne kadar bloke ettiğini gösteren bir güvenlik faktörüdür. 2'den 60'a kadar koruyucu faktörlü kremler vardır. Dermatologlar tarafından ise en az 30 SPF önerilir. SPF'nin koruma süresi ve mantığı ise şu şekilde açıklanabilir: Öğle saatlerinde, güneşten korunmasız, deniz kenarında bulunan biri ele alındığında, bu kişinin cildi ortalama 3 dakika sonra kızarmaya başlar. Buna dermatolojide 'minimal eritem dozu' denir ve önemli bir kriterdir. Kullanılacak koruyucu kremin SPF numarası ile 3'ü çarptığımızda, güneşten ne kadar süre (dakika) korunacağımız ortaya çıkar. Yani, önerilen 30 SPF bir koruyucu krem 3 ile çarpıldığında, bu, krem sürüldükten sonraki 90 dakika boyunca güneşten korunabileceğimiz anlamını taşır.
SUYA DAYANIKLI ÜRÜNLER 80 dakika suda kalındıktan sonra bile etkinliğini koruyan ürünler suya çok dayanıklı ürünlerdir ve 'waterproof' olarak adlandırılır. Su ile temas halindeyken 40 dakika etkinliğini koruyan ürünler ise 'water resistant', sürekli ve yoğun terlemede 30 dakika etkin halde kalabilen ürünler ise 'sweat-resistant' olarak gruplandırılıyor.
YAŞLANMAYI HIZLANDIRIYOR Hayat boyu zorunlu olarak güneş ışınlarına maruz kalıyoruz. Bu zorunluluk ise hem üst hem de alt deride kansere kadar varabilecek olumsuz sonuçlara neden olabiliyor. Öncelikle yaşlanmayı hızlandırması, güneşin en önemli dezavantajlarındandır. Bunu en aza indirmek için ise, öncelikli yapmamız gereken şey, sadece tatilde değil, normal hayatımızda da güneş koruyucu ürünler kullanmaktır. Öyle ki, güneş ışınlarını, su yüzde 5-7, çimen yüzde 2-3, kum yüzde 20- 30, kar ve buz ise yüzde 80-90 oranında cilde yansıtıyor. Bu nedenle sadece tatilde korunmak yeterli olmuyor. Yaşlanma etkilerini önlemek için hem UVA hem de UVB'ye karşı etkili olan, ayrıca bir uzman tarafından analiz edilen cilt tipine uygun koruyucu ürünler kullanmak gerekiyor.