İşte yürek ihtilali!
Taşların saltanatını demirler yıktı. Diktatörlerin saltanatını yürekler... İnsan sevgisinin ve direnişinin önünde hiçbir güç duramaz. Dün Çağlayan Meydanını dolduran yüzbinler, Cumhuriyet'e ve laikliğe göz dikenlerin karşısında dikilen, ülkenin gerçek sahipleriydi. Atatürk ilkelerinin erişilmez kudretinin temsilcileri.
***
İhtilal, demokrasiye dahil değil. Ama tek taraflı demokrasi de, hiçbir insanlık kitabına dahil değil. Askeri ihtilale karşı dururken, sadece yüreklerde ihtilal yapmak, Cumhuriyet ilkelerinin savunucuları için kaçınılmazdır. Bunun adı demokrasi neferliğidir.
***
Peki ya karşı saflardaki demokrasi aşıkları (!) Toplum istikrarını değil, kendi partilerinin çıkarlarını savunanlar, gerçek demokrasiden ve toplum bütünlüğünden yana tavır almak zorunda. Miting meydanlarını dolduran yüzbinlerce insanın haykırışlarına gözlerini ve kulaklarını açması kaçınılmaz. Asker istedi diye değil... Ama halk istedi diye, yanlışlarından vazgeçmesi kaçınılmazdır. Böylesine anlamlı bir yürek hareketinin karşısında hiçbir kral, hiçbir başbakan duramaz. Yoksa "Biz ne istersek onu yaparız" diyenlerin ve toplumu rahatsız eden bir tavır güdenlerin, demokrasiden söz etmeye hakkı yoktur.
***
Demokrasi askerliği öylesine kutsaldır ki. İnsanca yaşama hakkına göz dikenleri, çocuklarının hakkını yiyenleri bile korur. Onlar ihtilali yüreklerinde yaparlar. Çağlayanlar gibi akarak... Göğsünü gere gere! Silahsız ve kansız!