Tadında bırakmak lazım
Yarışmaların toplumsal bir misyon taşıdığı inancı ilk kez, "BenimleDansEdermisin?" ile fitillenmişti. Dans okullarına aktık çoluk çocuk. "BuzdaDans" sayesinde, buz pistlerini dolup taşırdık. "ŞarkıSöylemekLazım" da İnciÇayırlı'nın yerine gelen jüri üyesi EmelŞenocak, yarışmacı ünlülerimizi "Sendenşarkıcıolmaz" diye azarlarken biraz şaşırdık. Hepimizin içinde bir şarkıcı yatıyor ya zaten, müzik kurslarını arşınlamaktaydık. Son olarak, "ÜnlülerSirki" nde ServetYalçın benzer bir söylemle çıktı karşımıza. İçimizdeki sirk cambazlarını da uyandırmalı, profesyonel sirk çalışanı olmak isteyen gençlerin önünü açmalıydık. Orada bir durdum işte... AvrasyaSirkOkulları'nın kurucusu Yalçın'ın iyi niyetinden kuşkum yok da, ülkemizdeki "sirk" çiliği ne diye geliştirmek için yırtınalım ki? Televizyon şovunu tadında bırakmak lazım.