Doğum yapan kadınların yüzde 90'ı cinsellikten uzaklaşıyor. Oysaki normal şartlarda doğumu izleyen altıncı haftadan sonra kadın cinsel hayata yeniden dönebilir....
Hamilelik döneminde cinsel yaşama ara veren kadınlar, doğumdan sonra da geriye dönüşte zorluklar yaşıyor. Özellikle emziren kadınlarda cinsel istek azalması görülüyor. Emzirme sırasında yüksek miktarlarda salgılanan prolaktin adlı süt hormonunun, aynı zamanda libidoyu (cinsel istek) azaltıcı bir etkiye sahip olduğunu söyleyen Kadın Sağlığı Uzmanı Op.Dr. İbrahim Sözen, bu dönemde yumurtalıklardan normalde salınan ve cinsellikte rol oynayan östrojen ve androjen hormonlarının da baskılandığını belirtiyor. Bu baskı, emzirme dönemi bittiğinde ortadan kalkıyor, libido normal düzeylere çıkıyor.
KORUYUCU YÖNTEMLER 'Emziren kadın hamile kalmaz' gibi bir düşüncenin yaygın olduğu ülkemizde bu durumun bir yere kadar doğru olduğunu anlatan Dr. Sözen, "Ancak bu kesinlikle güvenilir bir korunma yöntemi değildir. Birçok anne bir sonraki bebeklerine işte bu korunduklarını sandıkları dönemde hamile kalırlar" diyor. Bu nedenle özellikle, emzirmenin yoğunluğunun ve sıklığının azaldığı doğumu izleyen altıncı aydan sonraki süreçte mutlaka güvenilir bir doğum kontrol yöntemi seçilmelidir. Yüzde 99 koruyuculuğu olan üç yöntem, rahim içi araç (spiral), doğum kontrol hapları ve üç ayda bir kastan verilen doğum kontrol iğneleri korunma amaçlı kullanılır.
KADININ MEMNUNİYETSİZLİĞİ Doğum sonrası cinsellikle ilgili yapılan bir çalışmaya göre, doğum yapan annelerin yüzde 90'ında cinselliğe ilişkin bir endişe yaşanıyor. Cinselliğe tekrar ne zaman başlanabileceği de bunlardan biri. Cinselliğe doğumu izleyen altıncı haftadan sonra başlanabilir. İlk başlarda vajinal bölgede eskiye oranla bir kuruluk görülebilir. Bunun nedeni azalmış östrojen hormonudur. Yine bu çalışmada, doğum sonrası ortaya çıkan problemlerden biri; erkeğin kadından daha fazla cinsel istek içinde olmasıdır. Erkeğin bu anlamda kadın fizolojisini kavrayarak anlayışlı olması gerekmektedir. Annenin kendi vücut imajından memnuniyetsizliği de cinselliği etkileyen önemli bir faktör olarak bulunmuştur.
ÖNCESİ ÇOK ÖNEMLİ İngiliz tıp dergisi BJOG'da yayınlanan bir çalışmada, doğumdan bir yıl sonraki cinsel aktivite miktarını belirleyen en önemli faktörün, gebeliğin başındaki cinsel aktivite miktarı olduğu saptandı. Yani, gebeliğinin başından beri cinselliğini yaşamayı sürdüren kadınlar, doğumdan 1 yıl sonra da cinselliği aktif yaşarken, gebeliğin başından itibaren bu sıklığın azaldığı kadınlar, doğum sonrası en çok problem yaşayan grup olmaktalar. Gebelikte özel durumlar dışında cinselliğin tıbben kısıtlanması sözkonusu değildir. Sadece gebelikte vajinal kanama yaşayanlar ile erken doğum tehdidine yol açan rahim kasılmaları yaşayanlarda bir kısıtlama olmaktadır.
NORMAL DOĞUM Doğum sonrası cinselliği etkileyen faktörlerden bir diğeri de normal doğum sırasında vajina bölgesinde ileri düzeyde yırtılma veya kesi olup olmadığıdır. Bu tür bir travma nedeniyle doğum sonrası devam eden ağrılı cinsel ilişki de cinselliği olumsuz etkilemektedir. Doğumdan sonraki altı ayda devam eden ağrılı cinsel ilişki görülme sıklığı normal ve vajinal yırtık olmaksızın doğuranlar ile sezaryan ameliyatı ile doğuranlarda yüzde 3-4 iken, ileri düzeyde vajinal yırtık veya kesi ile doğum yapanlarda yüzde 11-14 olarak bulunmuştur. Bu nedenle anneye göre iri bebekleri olanlarda, normal doğumu ileri düzeyde yırtıklara neden olacak şekilde zorlamamak ve bu bilgileri doğum öncesi anne adayıyla paylaşmak gerekir.