Fast-food beslenenler, en yakın mesafeye dahi araç ile gidenler, stres dolu bir hayat sürenler kalp hastalıkları tehdidi altında. Uzmanlar, üç yıl sonra 250 bin kişinin kalp yüzünden aramızdan ayrılacağı görüşünde....
Türkiye'de koroner kalp hastalığına bağlı ölümler, Avrupa ülkeleri arasında Rusya ve Baltık ülkeleri ile birlikte en yüksek düzeylere ulaşmış durumda. Yapılan araştırmalar ülkemizde 2010 yılında dolaşım sistemi rahatsızlığı yüzünden 250 bin ölüm gerçekleşeceğini öngörüyor. Ancak bu sayıyı değiştirmek mümkün. Kalp Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Baltalı yaşam kanallarımızı açık tutmanın kendi elimizde olduğunu, Türkiye'de bu rahatsızlığın alt sınıra çekilmesi için herkesin bilinçli olması gerektiğini söylüyor. "Önce insanımız kendini koruyacak sonra doktorlardan yardım isteyecek" diyen Dr. Baltalı, "Sonuçta teknoloji ve tıp ne kadar gelişse ve ne kadar çok insanlığa faydalı olsa bile her şeyin bir sınırı var. İnsanoğlunun yapabilecekleri sonsuz değil. Amacımız o sınırı biraz daha genişletmektir" diye konuştu. TÜRKİYE BAŞI ÇEKİYOR Asansör, yürüyen merdiven ve en kısa yere bile araçla gitmemizin yanında bir de stres dolu hareketsiz bir hayat sağlığımızı alt üst ediyor. Dolayısıyla ülkemiz de her yıl kalp yüzünden ölenlerin sayısı hızla artıyor. Doç Dr. Mehmet Baltalı, yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte ölüm oranlarında azalma olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti: "Yoğun bakım ünitelerinde ve yeniden damarlama (revaskülarizasyon) tekniklerindeki gelişmelerle birlikte dolaşım sistemine bağlı hastane içi ve sonrası ölümlerde azalma oldu. Ama bu, hastalığın azalacağı anlamına gelmiyor. Ortalama ömür uzadığına göre yaşlanma da arttı. Dolayısıyla kalp-damar hastalıkları da artarak bugünlere geldi. Ancak, korunmazsak teknoloji bazen işe yaramaz." Ne yazık ki, bizim insanımızda 'Hasta olmadan doktora gidilmez' diye bir anlayış var. Ya da 'Ya bir şey çıkarsa' korkusu yaşanıyor. Oysa ki karşı karşıya kalıyoruz. Öncelikle siz hasta olarak vücudunuza iyi bakın. Değiştirebileceğiniz şartları değiştirin ve doktora sonra güvenin. En önemlisi hasta olmadan belli dönemlerde hekiminizi ziyaret edin. Aslında, işin doğrusu sağlıklıyken de doktoru görmektir." Çocuklarımıza da doğru beslenme alışkanlığını öğretmemiz gerektiğini yiyecekler konusunda uyarmak gerektiğini vurgulayan Dr. Baltalı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "En basiti hamburgerin yanında küçük bir oyuncakla ödüllendireceğimize, sebze-meyve ve diğer besinleri daha çok yerse daha büyük oyuncaklar hediye edeceğimizi söylemeliyiz."
CİĞERLERİNİZİ GÜÇLENDİRİN Kalp ve akciğerlerimizi egzersiz yaparak güçlendirebileceğimizi anlatan Dr. Mehmet Baltalı, bunun için önce doktora danışılması gerektiğini belirtiyor. "Haftada en az dört gün 20-30 dakika düzenli tempolu yürüyüşün faydası saymakla bitmez" diyen Dr. Baltalı, "Yüzmek de sağlık açısından son derece yararlı bir spordur" diyor. Arabanızı temizlemenin dahi spor olduğunu söyleyen Dr. Baltalı, sporun faydalarını şöyle anlatıyor: "Egzersiz; kalbinizi, akciğerlerinizi, kemiklerinizi ve kaslarınızı güçlendirir. Enerjinizi artırır, fazla kilolarınızı vermenize yardımcı olur. Stresle başa çıkmanızı sağlar. Tabii, bütün bunlar birleşince kalbiniz de sağlam olur." Düzenli olarak yapılan sporun faydalarını anlatmakla bitiremeyen Doç Dr. Baltalı, spor yapanların korunacağı risk faktörlerini sıralıyor: * Kalp hastalıkları ve kalp krizi * Yüksek kan basıncı * Kötü kolesterol yüksekliği ve iyi kolesterolün düşüklüğü * Kilo fazlalığı ve şişmanlık * Şeker hastalığı.
GENETİK YATKINLIK Yaş, erkek olmak, ailenizin kalp hastalıklarına yatkınlığı gibi etkenler maalesef değiştirilemiyor. Bu durumun kalp hastalıklarını baştan kabullenmek anlamına geldiğini belirten Dr. Baltalı, herkesi uyarıyor: "Bizde, 'ne yaparsam yapayım ailemde var yine hasta olurum' diye bir inanç var. 'Ailenizde kalp hastalığı varsa sizde de olabilir' diyoruz. Kesin konuşmuyoruz. Varsayalım ki kalp hastası olacaksınız ama belki 10 yıl daha geç olacak. En önemlisi de bilinçli olduğunuzda hastalık halinde bile huzurlu olursunuz. Kalp hastası olmasanız bile kötü yaşarsanız, sağlıksız mutsuz bir hayatınız olur."
STRES HASTA EDİYOR Fazla sorumluluğu olan kişilerde stresin de etkisiyle kalp-damar riski artıyor. Son yıllarda kadınlarda kalp sorunlarının artmasının sebebi de iş yaşamına maruz kaldıkları stres. Her koşulda kendimizi kontrol etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Dr. Mehmet Baltalı'nın bu konudaki tavsiyeleri şöyle: "Mesela trafik sıkışık. Bağırıp çağırsanız da araç olduğu yerde kalacak. Boşuna stres yani. Onu yapacağınıza radyo dinleyin, şarkı söyleyin ya da açıp bir yakınınızla telefon görüşmesi yapın."
Servisi 
