Türkiye AB'ye üye olmaya çalışıyor, kriterlere takılıyor. AB'nin bilim merkezi kapılarını açıyor. Türkiye evrenin sırrına sırtını dönüyor. Bilimi yapmak yerine, satın almak tercih ediliyor..
Yeryüzünde siyasi kriterlerle ve uzun vadeli taahhütlerle uğraşılırken, yerin 100 metre altındaki CERN'de evrenin kaderini değiştirecek deneylere imza atılıyor. En büyük deneye ise çeyrek kaldı. Yani Büyük Patlama'ya. Avrupa'nın bilim merkezinin kapıları Türkiye'ye sonuna kadar açık. CERN'de kriter aranmıyor. İstenen tek şey bilime katkı. Üstelik CERN'e üye olmanın bir de maddi boyutu var. CERN'de kullanılacak malzemeler için üye ülkelerin sanayicilerinin kapıları çalınıyor. Malzemenin CERN mühendisleri tarafından hazırlanan planları üretici firmalara veriliyor. Kapılarına kadar CERN tarafından finanse edilip ürün yaptırılıyor. 15 metrelik tek bir mıknatısın maliyetinin 300 bin dolar olduğu düşünülürse, sanayicilerin kazandığı paranın üye ülkelerin yatırdığı aidattan çok daha fazla olduğu ortaya çıkıyor. CERN'de bu şekilde yapılan araştırmalarda birçok hastalığın teşhisinde kullanılan ultrasonografi ve tomografi cihazları, elektronik telekomünikasyon, bileşim teknolojileri ve alternatif enerji buluşları ortaya çıktı. CERN araştırmalarının dünyaya en büyük hediyesi kuşkusuz bilgisayar iletişiminin kalbi olan www yani World Wide Web.
Yıllık 10 milyon $ Cern'in 20 üyesi var. Ancak üye listesinde Türkiye yer almıyor. Çünkü Türkiye hiçbir davete karşılık vermiyor. Şu anda CERN'e yatırılacak 10 milyon dolarlık yıllık aidat yüksek bulunuyor. Oysa 10 milyon dolar, Türkiye'nin sadece 1 saatlik ihracatına denk geliyor.