Beyanname süreleri
Orta yaşlı çiftin seks hayatları çıkmaza girmiş. Birlikte doktora gitmişler. Doktor muayenesini yapmış, film çekmiş, kontrol etmiş, olumsuz bir şey görememiş. Bir şeyi olmadığını söylemiş. Kadın doktora "Hiç mi bir şeyi yok?" diye sormuş. Doktor tekrar bir şey olmadığını söylemiş. Kadın "Neden çalışmıyor öyleyse, doktor yeniden bak bakalım, ne var, kırık çıkık" deyince doktor kadına dönmüş, "Ne kırık ne çıkık, bıkık bu hanımefendi, bıkık" demiş. Vergide istikrar gerekir. Herkes ne zaman ne kadar vergi vereceğini bilir. Her defasında farklı şeylerle karşılaşırsa şaşırır, ne yapacağını bilmez, tepki gösterir. Vergilerde fazla değişiklik olması insanları 'bıkık' duruma getirdiği için artık vergiyle uğraşmak da istemiyorlar. Bazı süreler insanların akıllarına kazınır ve unutulmaz. Beyanname verme zamanları da öyle idi. Herkes aklına yazmıştı ve unutmuyordu. Beyanname verme süreleri bir değişti, ondan sonra neredeyse beyannameler her defasında farklı bir tarihte verildi. Kafalar karıştı, insanlar değişiklikten 'bıkık' duruma geldi. Şimdi yeniden değişti. Tabloda yasalardaki eski duruma göre beyanname verme tarihleri ile yeni beyanname verme tarihleri yer alıyor. Beyanname verme süreleri değişik ve akılda kalmayacak günler olarak belirlenmek yerine, bütün beyannamelerin verilmesi için son gün ayın 25'i olarak belirlenseydi daha iyi olurdu ve vatandaşın kafası sade olurdu diye düşünüyorum. Beyanname verilecek günün düz bir gün olması da önemli. Ayın 20'si de olabilirdi ama 23, 24 gibi tarihler akılda kalıcı değil. Vatandaş unutur.
Tecavüzhertürlütecavüzdür Şirketin sahibi şirkette çalışan kıza tecavüz etmiş. Nedeni sorulduğunda "Ücretini, muhtasarını, SSK'sını, işsizlik sigortasını, her şeyini ben ödüyorum, bıraksaydım da başkasıyla mı yatsaydı?" demiş. Yanında çalışana tecavüz eden bir başkası "Şirkette o varken dışarıdaki kadınlara mı gitseydim?" diye sormuş. Kendisine işadamı diyen adamın biri de benden kira ödemesi dolayısıyla çok fazla stopaj vergisi çıktığını söyleyerek, bir akşam yemeğine davet ediyor ve yemekte bu vergiden nasıl kurtulacağını göstermemi istiyor. Adam hem kira dolayısıyla vergi ödemek istemediği gibi bunun yolunu da bir yemeğe öğrenmeye çalışıyor. Hem devleti vergi vermeye değer görmüyor hem de kendisini başkalarını bir yemeğe satacak kadar ucuz. Bu da tecavüzü hak görmenin bir başka şekli. Bu yaklaşımdaki insanların bu ekonominin içinde iş yapıyor olması memlekete yarar değil, zarar getirir. Böyleleri ile ülke de, ekonomi de bir yere gidemez. Eskiden vergi rekortmenleri arasında bir genelev işletmecisi vardı. Ama tecavüz olayları bu kadar yaygın değildi. İnsanlar başkalarının vücuduna, hakkına veya emeğine tecavüz etmeyi kendilerinin hakkı olarak görmüyordu. Devlet vergi alabiliyordu. Fuhuş sektörü dışarıya taştı. Ahlak anlayışı da değişiyor, devlet vergi de alamaz oluyor. İnsanlar da kendilerini daha korumasız hissediyor. Bu arada aklıma gelmişken değinmek isterim. Yabancı kadınların piyasaya hakim olduğundan bahsediliyor. Nedenini toplumbilimcilerin araştırması gerekir sanırım. Ekonomistlerin de fuhuş sektöründen dışarıya giden parayı cari açığın hesaplanmasında dikkate alıp almadıklarını merak ediyorum.