PRONET Güvenlik Genel Müdürü Alp Saul: Eve alarm pahalı değil. Aylık 30 $ yeterli.
***
Güvenlik alarm veriyor
Ev ve iş yerlerine alarm sistemi kuran Pronet, Emniyet güçleriyle iş birliği yaparak, müşterilerini yirmi dört saat koruyor. Ev ve iş yerlerine alarm sistemi kuran Pronet, Emniyet güçleriyle iş birliği yaparak, müşterilerini yirmi dört saat koruyor..
Türkiye güvenlik pazarının yüzde 40 pazar payıyla lideri olan Pronet Güvenlik'in Genel Müdürü Alp Saul ile ofisinde son zamanların en önemli problemi olan hırsızlık ve güvenlik önlemlerini konuştuk. 1971 doğumlu Alp Saul, Robert Koleji ve Virginia Üniversitesi'nde makine mühendisliği eğitiminin ardından 1995 yılında Pronet'i birkaç kişiyle kurdu. Bugün 500 kişilik kadrosu ve yılda 25 milyon dolar cirosuyla Türkiye'nin teknolojik altyapısı en güçlü güvenlik sistemi şirketinin ortağı. Alp Saul bu yıl Ernst&Young'ın 'Yılın Girişimcisi' yarışmasının da finalistlerindendi. Evlere takılan alarm sistemiyle önce siren çalıyor, ardından merkezden izlenip hemen polise bilgi veriliyor. Ayrıca Merkez Bankası, Topkapı Sarayı ve Akmerkez'e de alarm sistemleri kuran Pronet, son aylarda bankaların ATM güvenliğine de el attı.
*İstanbul'da suç oranının ve hırsızlıkların çok arttığına şahit oluyoruz. Bu oranlar nedir? Uluslararası Suç Mağduru Araştırması sonuçlarına göre, hane bazında eve hırsız girmesi yüzde 4.5, hırsızın eve girmeye teşebbüs etmesi yüzde 4.
*Türkiye'de kaç evde alarm sistemi var? Ve oran nedir? Türkiye'de alarm sistemli hane binde 4 seviyesinde. Bizim Pronet'in abone sayısı 25 bin, toplamda da 50-60 bin abone olduğunu tahmin ediyoruz.
*Ama Türkiye'deki gelir seviyesi ile Batı'daki durum aynı değil ki? Batı ile fark bundan biraz kaynaklanabilir, ancak belirli gelir seviyesindekiler buna finansman ayırabiliyor. Ama İngiltere'de de gelir seviyesi yüksek kişilerde alarm var, finansman ayıramayacaklarda zaten yok. Türkiye'de bu kadar az olmaması lazım. Bakın Romanya'daki en büyük güvenlik firmasının 120 bin abonesi var, ülke nüfusu 20 milyon. Bizim nüfusumuz 70 milyon, abone sayısı sadece yaklaşık 60 bin.
*Eve alarm sistemi kurmanın bedeli nedir? Halkımızın bilinçlenmesi gerekli. Ödenilen ücret ayda 30 dolar gibi bir rakam. Günde 1 dolara geliyor. Bir kişinin günlük sigara harcamasından daha az. Alarmı gözümüzde çok büyütmemek lazım.
*Kurulan sistemde sirenli kutular var. Bunlara para ödenmiyor mu? İlk başladığımızda sistemi bir eve kurarken 1000-1500 dolar bir ön yatırım maliyeti oluşuyordu. Ve üzerine abonelik ücreti ödeniyordu. Sistemi tabana yaymak için 2002 yılında hizmetimizi paket haline getirdik. Çünkü ürün satmıyoruz, hizmet aboneliği üretiyoruz. Şimdi o kutulara hiç bir bedel ödenmiyor, sadece aylık abonelik bedelleri ödeniyor, o da günde 1 dolar.
*Bunun şirketinizin gelir-gider kalemlerine etkisi ne oldu? Eskiden ayda 15-20 adet satıyorduk. Şimdi 1200-1300 adet yeni abonemiz oluyor. Uzun soluklu bir iş modeli bu. Müşteri bu hizmete alışıyor, abonelik sisteminden memnuniyet önemli. Fayda sağlandığını hissettiriyoruz. Zaten kullanamazsanız iade hakkınız var. O kadar basit bir kullanımı var ki kullanıcı 2-3 günde alışıyor. Sonra da Pronet olmazsa paltosuz sokağa çıkmış gibi hissediyor.
*Evine hırsız giren herkes polise bildiriyor mu peki? Genelde yüzde 30'u bildiriyor. Ayrıca, bir kere hırsızlığa uğrayan hane hiç uğramayana göre yeniden hırsızlığa karşı iki misli daha fazla riskte.
*Evlerin dışında önemli merkezlere de sistem kuruyorsunuz. Oralarda ne sistemi var? Projeler kapsamında elektronik güvenlik sistemleri kuruyoruz. Kapalı devre kameralar, kartlı giriş, parmak izi ve göz okuma gibi sitemleri müşteri adına kuruyoruz. İşletmesi kurum yönetiminde kalıyor.
*Topkapı Sarayı, Merkez Bankası gibi önemli kurumlarda hiç aksilik oluyor mu? Mesela müzelerden çini çalınabiliyor. Güvenlik komple bir iş. Kurmakla yetmiyor, işletimi de önemli. Elektronik sistemler tamamlayıcı öğeler. İnsan faktörü hassas tabii ki. Sistemler tehlikeyi algılamaya yönelik. Sonraki müdahaleler için insan harekete geçmeli.