Yazar, kitap kapağı ve bizim Ece
Yıllar önce onunla tanıştım. Daha çok gençti. Ama yetenekli bir kızdı. O zamandan bu zamana yeteneklerini geliştirdi. Deyim yerindeyse "serpildi!" Kitaplar yazmaya başladı. Televizyonda programlar yaptı. En sonunda da bizim TakvimGazetesi'nde köşe yazarı oldu. Bütün bunlar yetmedi, ünlü işadamlarıyla özelsöyleşiler yaptı. Daha sonra bu söyleşileri bir kitapta topladı. Kitabın adını da "Ece'ninVipKonukları" koydu. Kimden bahsettiğimi tahmin etmişsinizdir. Bizim gazetenin yazarı EceVahapoğlu'ndan bahsediyorum. Kitabını daha yeni okuyup bitirdim. Ekonomi ve başarıöyküsü ile ilgilenen insanlar için başucu kitabı. Belli ki kitabın her şeyiyle bizim "Ece" ilgilenmiş. Kitabı elinize aldığınız zaman bunu hissediyorsunuz. Hele benim gibi titiz bir insansanız, bunu çok daha net görebiliyorsunuz. Kitabı incelerken yıllar önce SalihMemecan'ın söylediği bir sözü hatırladım. "Sonanakadarherşeyinenmükemmelivardır." İnsan zamanla yol alınca, bu sözün ne anlama geldiğini daha iyi anlıyor. Başarı denen şeyin "çalışmakdeneneylemlekardeş" olduğunu görüyor. O nedenle Ece'yi tebrik ediyorum. Kitap yazarı, sadece kitabı yazmakla olmuyor. Kitabın içeriği ve isminden sorumlu olduğu gibi, kapağından da sorumlu kişidir. Kitabın içeriğini ancak yazar dışa yansıtabilir. Çünkü Türkiye'de kitap kapağını tasarlayan arkadaşların çoğu, kitabın içeriğini okumadan kapak yapıyorlar. Bu tarz çalışan başka da bir millet daha yeryüzünü gelmiş midir bilemem. Oysaki yazarınemeğini ziyan etmemek gerekiyor. Yazarın yıllardır didinip yazdığı kitaba, adamlar yirmidakikada kapak yapıyor. O nedenle ben de "Ece" gibi davranmıştım. İki ay önce piyasaya çıkan "İkiKişilikYalnızlık' adlı kitabımın kapak fotoğraflarını, bizzat kendim organize etmiştim. Benim yaptığım şey, okuyucuya karşı olan saygımdan başka bir şey değildi. Vitrine çıkmış bir kitabı okuyucuya kötü ambalajla sunmak saygısızlık. O zaman ne oluyor? Okuyucu, yazarı cezalandırıyor. Kitabın içeriğini övdüğü ya da yerdiği gibi, kapağını da övüyor ya da yeriyor. Okuyucu artık iyi tasarımlı kitap kapakları da görmek istiyor. "Benyazdımyadabastım,oldu" mantığı sona ermeli. O nedenle hayatta hep bütünlükkuramına inanmışımdır. Ne yazarsanız yazın, ya da ne çizerseniz çizin; ama okuyucuyu aptal yerine koymayın. Hangi işi yaparsak yapalım bu mantık altınkuralımız olmalı. Okuyucu belki bu farkı görmeyebilir; ama algılıyordur. Algılayan okuyucu şunu der: "Bueserinbirgizemivaramane?" O yüzden bir yazarın emeğinden çok, okuyucununemeğine saygı duyarım. Yazarın işidir yazmak. Oysaki okuyucunun işi her şeyi okumakdeğildir! Önemli olan okuyucunun okuduğu şeyin tadına varmasıdır. Keyif almasıdır. Ece'yi bir kez daha tebrik ediyorum. Benim gibi üçlediği için de.