İlgisizlik, güvensizlik, takdir edilmemek, ödüllendirilmemek ve sosyo-ekonomik seviyenin yarattığı utanç gibi sebeplerle yalana başvuran çocuklar, aslında hep başrolde olmak istiyor.
Anne-babalar her ne kadar yalan söyleyen çocuklarına kızsa da, çocukluk çağlarının bir döneminde mutlaka kendileri de yalana başvurmuş oluyor. Hiçbir koşulda yalanın savunulacak bir şey olmadığını söyleyen uzmanlar, çocukların başrolde olmak için bu yola başvurduğunu belirtiyor.
UTANÇ DUYUYORLAR Anne-babanın ilgisizliği, takdir görmemek, ödüllendirilmemek, sosyo-ekonomik seviyenin yarattığı utanç gibi nedenlerle arkadaşlarına yalan söyleyen çocuklar, yalanı alışkanlık haline getirdiğinde aileler paniğe kapılıyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu, "Ön planda olmak için yalan söyleyen çocuk gerçeklerle yüzleştirildiğinde ise büyük bir utanç duyuyor" diyor. Pek çok anne-baba, çocukları yalan söylediği için psikiyatri kliniğine başvuruyor. Ebeveynlerin yanı sıra, öğretmenler de okulda yalan söyleyen öğrencileri ailelerine şikayet ediyor. Ancak 0-6 yaş döneminde soyutlama yeteneği, gerçeklik hissi oturmadığı, zihinsel gelişimi tamamlanamadığı için çocuklar başlarından geçenleri abartarak, süsleyerek, araya gerçek dışı öğeler katarak aktarabiliyor. Bu nedenle, bu yaş grubundaki çocukların sözerini yalan olarak nitelendirmemek gerekiyor. "Neden yalan söyledin?" gibi bir tavırla çocuğun üzerine gidip korkutmak yerine sözlerinin altında yatan gerçeğin araştırılması tavsiye ediliyor. Bir kreş veya anasınıfı çocuğu anne-babasına gidip, öğretmeninin kulağını çektiğini, kendisine bağırdığını söyleyebiliyor. Ama iyice araştırıldığında böyle bir şeyin olmadığı ortaya çıkıyor. Bu durumda anne-baba çocuğa öfkelenip kızabiliyor. Fakat çocuklar bu tür davranışları planlayarak yapmıyor; dikkat çekmek istiyor. Ayrıca aile içinde takdir edilmeyen çocuklar eleştirilme ve mimlenme pahasına başrol kapmak ve sivrilmek için böyle bir yola başvurabiliyor. Yalan söyleyerek edindiği konum onların varoluş biçimi haline geliyor.
ÖRNEK OLMALARI GEREK Anne-babaların da çocuklarının yanında dikkatli konuşması, davranışlarına özen göstermesi önem taşıyor. Çünkü çocuklar büyüklerinin iyi ya da kötü davranışlarını ayırt edemedikleri için yalan söylemeyi örnek alabiliyor. Bir süre sonra da bu davranış alışkanlık haline geliyor. Yalan söyleyerek edindiği ayrıcalıkları gören çocuk, daha sonra bunu alışkanlık haline getiriyor. Anne-babası tarafından yalanı yakalanan çocuk, kısa süreli bir şok yaşıyor; şaşırıyor, utanıyor ve ne yapacağını bilemiyor. Psikiyatristlere götürülen bu çocukların, başları öne eğik, utangaç tavırları dikkat çekiyor. Yalancılık yüzünden davranış bozukluğu yaşayanlarda ise aşırı rahat ve umursamaz davranışlar göze çarpıyor.
OKULA GİTMEK İSTEMİYOR Okul çağındaki çocukların en sık başvurduğu yalanlar arasında okul başarısı konusunda söylenenler geliyor. Çocuklar kötü notlarını saklıyor. Bazıları sosyo-ekonomik durumlarının utandığı için, olmasını istedikleri şekilde kendilerini anlatıyor. Bazıları da okula gitmek istemediğinde karnının ya da başının ağrıdığını söyleyebiliyor. Yalan söyleme bir alışkanlık haline dönüştüğünde bu alışkanlığın tedavisi konusunda aileler ve çocuklar terapiye alınıyor.