'Kısırlık' dendiğinde hiç kuşkusuz herkesin tüyleri diken diken olur. Ancak kısırlığın ne olduğu, nasıl oluştuğu ve son tedavi yöntemlerini bilmek, kadercilik oynamaktan çok daha iyidir.
Çocuk sahibi olamayacağını bilmek her ne kadar insana kendini 'yarım' hissettirse de, günümüz modern tıbbı 'imkansız' diye bir şey tanımıyor. 'Kısırlık Hakkında Merak Edilenler' başlıklı dizi yazımızda "Endokrinoloji ve İnfertilite" alanında yurtiçi ve yurtdışında çeşitli çalışmalar yapmış, tüm dünyada 30 makaleye imza atmış Opr. Dr. Seval Taşdemir merak edilen pek çok konuda aydınlatıcı bilgiler veriyor.
Sebepleri nelerdir? Genç bir kadının her adet periyodunda düzenli cinsel ilişkide bulunduğu taktirde yüzde 20 gebelik şansı bulunuyor. Korunmayan çiftlerin birçoğu ilk 6 ay içinde hamile kalabiliyor. Ancak, 35 yaş üzerindeki kadınlarda bu süre uzayabiliyor. Kısırlık basit olarak, 'bir yıl süresince çiftin korunmamasına rağmen gebeliğin elde edilemediği durum' şeklinde açıklanıyor. Kısır çiftlerin yüzde 30'u erkeğe, yüzde 30'u kadına, yüzde 30'u ise her ikisindeki problemlere bağlı oluyor. Yüzde 10 da bilinmeyen nedenler bulunuyor. Erkeklerde sperm sayısının, hareketliliğinin, normal yapıdaki spermlerin azalması veya menide hiç sperm olmaması başlıca kısırlık nedeni olarak gösteriliyor. İktidarsızlık ve geriye boşalma kısırlığa yol açabiliyor. Kadınlarda yumurtlama olmaması, yumurtalık kistleri, kanalların tıkalı olması ve iyi huylu urlar sebepleri arasında sayılıyor.
35 yaş üstüne dikkat Herhangi bir yöntemle korunmadığı halde bir yıl boyunca hamileliğin gerçekleşmemesi üzerine çiftlerin doktora başvurması isteniyor. Gebe kalabilme şansı ilerleyen yaşla beraber azaldığından 35 yaş üzerindeki çiftlerin vakit kaybetmemesi gerekiyor. Eşlerin doktora beraber başvurmaları önem taşıyor.
Çevresel faktörler Kısırlık vakalarının üçte biri erkek faktörüne bağlı olduğu için çocuğu olmayan çiftlerin incelenmesinde, sperm analizi ilk basamaklardan birini oluşturuyor. 2-5 günlük cinsel perhiz sonrasında alınan meni örneği inceleniyor. Ancak, alınan örneğin bir saat içinde laboratuvara ulaştırılması gerekiyor. Çevresel faktörler ve yaşam tarzı da üreme sağlığını etkiliyor: * Sigara içen erkeklerin eşlerinde düşük ihtimali artıyor * Alkol tüketimi sperm üretimini bozup, gelişimi etkiliyor. * Geçici de olsa antibiyotikler, depresyon ve alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların bir kısmı erkek üreme sağlığını bozuyor. * Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların bazıları üreme organlarında kalıcı hasarlara yol açıyor. * Çalışma koşulları, yüksek ısı gerektiren işlerde çalışma sprem sayısında düşüşe neden oluyor