*Bu sene ligin aritmetiği çok değişti. Bunu neye bağlıyorsun? Küçük-büyük takım ayrımı mı yok, futbol anlayışı mı değişti? Kulüplerde hem maddi, hem teknik, hem de takım yapısı açısından bir sistem oluştu. Daha önceden futbolcu bile futbol oynamak istiyordu. Pavyonlardan çıkmıyorlardı. Artık futbolcu akıllandı, yönetici akıllandı. Tesis oluşumu bu konuda çok önemli. Bir zamanlar yabancı antrenörler büyüklere gelirdi.
*Küçük olarak adlandırılan takımlara karşı kazanamıyorlar! Bu sene büyük takımların performansı çok düşük, diyorlar. Halbuki düşük değil, alt taraflardaki takımlar yukarı doğru çıktı. Sistemler oturdu. Kolay değil, önceden deplasmanlarda 5-0, 6-0, 7-0 yeniyorlardı. Ama şimdilerde ise gol atamıyorlar.
*F.Bahçe lig sonuncusu Sakaryaspor'u 1 golle yenebildi... Bir golle yendi, ama nasıl yendiği de belli!
*Heyecan, rekabet üst noktaya çıkıyor. Zaman geliyor, bir futbolcu için büyük takımda oynamak gibi heves kalmıyor. Eğer iyi bir takımda oynuyorsa orada da mutlu olabiliyor... Normali bu! Ama Türkiye'de anormal gibi görünüyor.
*Sakatlıklar, şanssızlıklar yaşamışsın. Sence Zafer Biryol, tam anlamıyla gerektiği yerlere gelememiş bir isim mi? Zaten gelebileceğim noktadayım. Üç büyüklerde oynamak başarılı olmak değil. Onlara İstanbul takımı diyeceğim, bu biraz ters kaçar. Büyükler olarak adlandırırsam, karşılarında ayaklarım titrer ve ben küçülmüş olurum. Ben onları iyi birer takım, üst düzey futbolculardan kurulu ekip olarak görüyorum.
*Sence büyüklerle aranızdaki fark ne? Fener'i yendiğimizde adamın biri, "Zafer, yaktun bizi" dedi. "Sen nerelisun?" diye sordum. "Rizeliyim" dedi. "Hangi takımı tutuyorsun?" dedim. "Fener'i" dedi. Televizyonlarda hep büyükler var. Gazetelerde 4 sayfa büyük takım maçlarına ayrılıyor. Bize ise çok az! Oysa alt sıradalardaki bizim gibi takımlar ne kadar yukarı çıkarsa, onları da daha yukarı itiyoruz. Ama bunu anlayamıyoruz. Rize için arkadaşlarımla çok çalışıyoruz. Karşı kaleye giden golde 'gözünü kapıyorsun, vuruyorsun ve bir bakmışsın gol olmuş.