Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 03 Mart 2007  
KONUYLA İLİŞKİLİ DİĞER YAZILAR
İnanıyorum ki; bir gün ayağa kalkacak
Als Nedır?
Sedat Balkanlı
M.Ali'nin gözlüğünden istiyorum
Yılmaz Vural'a Taktik Veriyor

İnanıyorum ki; bir gün ayağa kalkacak

Bir zamanların başarılı topçusu, Sedat... Amansız bir gerçek, ALS... Yatağa bağımlı geçen 10 yıl...Tüm olumsuzluklara rağmen gülen yüzler... Vefakar bir eş, Şükran... Pırıl pırıl iki evlat, Efe ve Uğur....



Dünya başımıza yıkıldı
Sedat'ın ALS olduğu tespit edilince doktoru yüzümüze bakıp eşimin yatağa bağlanacağını söyledi. Dünya başımıza yıkıldı. Eve gidip, ikimiz de ağladık.

Tek desteğim çocuklar
'Düşenin dostu olmazmış'. Beni bu mücadelede ayakta tutan tek şey çocuklarım oldu. Sedat, ben ve evlatlarımız birbirimizin en büyük desteğiyiz.

Tekstilci olmak istedi
Sedat, hep bir tekstilci olmak istiyordu. Inşallah bizim geçmişte kurduğumuz hayalleri oğullarımız okuyup, başarılı birer iş adamı olarak gerçekleştirir.

ALS hastası eski futbolcu Sedat eşi Şükran Balkanlı 10 yıla rağmen hala umudunu yitirmedi. Gaziosmanpaşa Spor Kulübü'nün toprak sahasında top koştururken toz yutan Sedat Balkanlı, şansının dönmesiyle bir anda kendisini 1. Lig'in yeşil sahalarında buldu. 1997 yılında Fenerbahçe formasıyla profesyonel yaşamının doruklarından koşarken 1000'de 1 kişide görülen amansız bir hastalığa yakalanarak dünyası dağıldı. Sedat, 10 yıldır yatağa bağlı bir yaşam sürüyor. Zorlu mücadele yolunda eşi Şükran Balkanlı ve oğulları Efe ile Uğur'un kalplerindeki kocaman sevgi aileyi ayakta tutuyor. Eşi, Sedat'ın bir gün ayağa kalkacağı günü umutla bekliyor. ALS mağduru Trabzonsporlu İsmail Gökçek ile ALS-MNH Derneği'ni kuran Şükran Balkanlı, çocukları ile halen aşık olduğu kocasıyla geçen 10 yılı, bugünü ve gelecek hayallerini bizimle paylaştı.

* Hastalığı öğrendiğinizde neler hissettiniz?
F.Bahçe'de oynadığı son dönemdi. Kendisini çok halsiz hissettiği anlar oluyordu. Konuşmasında bozukluk, ellerindeki kaslarda erime başlamıştı. Farklı dallarda birçok doktora başvurduk. En son norölojiye yönlendirildik. Bazı test ve tetkiklerden, en önemlisi EMG testinden sonra Sedat'ın ALS hastası olduğunu öğrendik. Doktorumuz yüzümüze karşı bizi neyin beklediğini anlattı. Vücudunun tutmayacağını, solunum cihazına bağlanacağını, tüple besleneceğini ve gözlerinle iletişim kurulabileceğini söylemişti. Dünyamız başımıza yıkılmıştı. Artık geleceği bilerek yaşayacaktık. Öyle paniğe kapılmıştık ki, hemen eve geldik. Yatağımıza yattık, ikimiz de ağlamaya başladık.

* Hastalığın yaşamınızdaki etkileri neler oldu?

Kendimizi toparladıktan sonra, "Bir doktorun söylediğiyle mi haraket edeceğiz? Allah derdi verdi, ama dermanını da vermiştir" diyerek araştırmalara başladık. F.Bahçe Kulübü Başkanımız Ali Şen'in de desteğiyle Amerika'da ve Almanya'da doktorlara gittik. Teşhis aynıydı, tedavi mümkün değildi; fakat yine de umudumuzu yitirmemiştik. Sedat 31, ben ise 29 yaşındaydım ve çocuklarımız çok küçüktü (5 ve 6). Gerçekten çok zor günler geçiriyorduk. 'Nasıl mücadele vereceğiz' diye düşünürken; çareyi alternatif tıpta aramaya karar verdik. "Keşke bu yolu da deneseydik' dememek için akapunktur, bio-enerji, hoca ve yatırlara kadar gittik. "Size büyü yapılmış. Sedat'ta cin var' diyenler oldu. 'Büyüyü deniz bozarmış'! Boğaz Köprüsü'nden çok eşya atmışımdır. Tanımadığımız insanlar yurt içinden yurt dışından gelerek "Bu hastalığın çözümünü biliyoruz" dedi. 'Denize düşen yılana sarılırmış' derler ya! Her söylenenden medet umduk. ALS ile mücadele eden sadece biziz sanarken; başka hasta yakınlarıyla irtibatımız oldu. Gittiğimiz yolun yanlış olduğunu gördük. Çünkü hiçbir ALS hastasının iyileşememişti. Bu arada 2 sene kaybetmiştik. Sedat'ın hastalığı iyice ilerlemişti. 3 senelik direnişimizin sonunda eşim solunum cihazına bağlandı. Gerçekleri söylediği için gücendiğimiz doktorumuzu yeniden aradık. Sedat ameliyatı oldu ve iyi ki yaptırmışız. ALS teşhisinde hacı hocanın çare olamayacağını ve doktorların söylediklerinin dışına çıkılmaması gerektiğini söylemek isterim. Sedat'a, 'Sen, belki de Allah'ın seçtiği bir kulsun. Hiç bilinmeyen bu hastalığın duyulmasına etken oldun. Belki de başkalarının iyileşmesi için bir umut ışığısın" diyorum. 'Her gecenin bir sabahı var'; 10 yıldır ümitle bekliyoruz. Tabii bu süreçte çocukları dahi unutmuştuk.

* Mücadelenizde yanınızda kimler vardı?

Her zaman ikimizin de ailesi yanımızda oldu. Fakat hiç arkadaşımız kalmamıştı. Gördük ki, düşenin gerçekten dostu olmuyormuş. 'Sedat'ı görmeye dayanamıyoruz' diyerek her gelen kaçtı. Artık sitem bile etmiyorum. Daha çok biz arar sorarız. Gelen de gelmeyen de sağolsun. Sedat'ın en büyük desteği benim, benim de o! Eşim, en güzel zamanımızda yatağa düştü. İki evladımla birlikte bu mücadeleye girdim. Ne karı koca olabiliyoruz ne de omzunda ağlıyabiliyorum. Sedat bizi anlıyor. Dertleşiyoruz, fakat bir yere kadar! Dışarıda eşler el ele geziyor ve ailece bir masada yemek yiyor. Sedat, bana ve çocuklarıma sarılamıyor bile! Çocuklarım babalarının üzerine yatıyor ve ben kolunu onların üzerine atıyorum. Düşündüğünüz zaman bunlar çok acı! Hepimiz için çok zor! Ancak Allah sabrını veriyor. Sedat, yerine göre çocuğum; eşim ya da arkadaşım oluyor. Onunla her şeyi çok güzel paylaşıyorum, fakat insan karşılığını da bekliyor. Bu yüzden psikolojik destek alıyorum. Çünkü dile kolay değil, başka türlü de başa çıkamazdım. Ama çok şükür, burada olması, aynı havayı solumak dahi bizim için bir nimet! Allah onun ve çocuklarımın acısını göstermesin. Şu anda da önemli olan Sedat'ın yaşam standardını yüksek tutabilmek. Bunun için de elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

* Ev hanımısınız; 10 yıldır nasıl geçiniyorsunuz?

Sedat'ın zamanında yaptığı en güzel yatırım şimdi abisinin işlettiği döviz bürosu... Bu işletme sayesinde kaynım ailesine ve bize bakıyor. İyi kötü kendi yağımızla kavruluyoruz. Ancak gereksinimler gün geçtikçe artıyor. Sedat'ın tıbbi malzemeleri çok masraflı! 7 yıldır yardımcım olan Tanya'nın maaşı ve çocukların geleceği! Manevi desteğe de çok ihtiyacımız var. Sağolsun, F.Bahçe'den Aziz Yıldırım bu sene 25 bin YTL yardımda bulundu. Bu para bana milli piyango gibi geldi. Efe'nin son senesi olduğu için sadece küçük oğlum Uğur'u sayelerinde özel bir okula verdim. Devamı gelirse çocuklarımı en iyi şekilde okutma şansım olacak.

* Mücadelenizde size güç veren ne? Tabii ki çocuklarım. Onlar benim en büyük destekçim. Sedat da öyle! 'Allah'ım neden biz" dediğimde; eşim "Hayır! Bunun asla cevabını bulamazsın. Öyle düşünme" derdi. Biz, birbirimize destek veriyoruz. Kimseden kimseye fayda yok. Yuva dışındaki herşey yalan!

* ALS ile karşılaşmasaydınız yaşam nasıl olurdu?

Çok büyük hayallerimiz olmadı. Evlendiğimizde Sedat 23 ben de 21 yaşındaydık. Hayatın ve evliliğimizin cicim aylarıydı. Yaşamımızın çok güzel olmasını isterdik. Eşim, sağlığında tekstilci olmayı çok arzu ediyordu. Oğullarımız da arka arkaya geldi. Sabahları kalkıp Sedat'ı tekstil fabrikasına, çocukları da okula gönderdiğimi; oğullarımızın bir gün büyüyüp babalarının işini yürüttüklerini; tatillerden ve istediğimiz hiçbir şeyden mahrum kalmayacağımızı hayal ederdim. Yine de Allah'a şükrediyorum. En büyük eksiğimiz Sedat! Şimdi o hayalleri bıraktık. Sedat'la tek istediğimiz oğullarımızın büyüyüp, başarılı birer iş adamı olmaları ve iyi birer aile kurmaları. Artık hayalimiz torunlarımızı kucağımıza almak. Hatta, eşime "Sen galiba torunlarını görünce ayağa kalmayı düşünüyorsun" diye takılıyorum.

* Bundan sonra hayattan neler bekliyorsunuz?

Allah mutlaka geleceğimizi yazmıştır. Beklentim eşimin, benim, çocuklarımın sağlığı ve huzuru! Zaten Sedat'ın anı anına uymuyor. Bir bakıyorsunuz çok iyi bir bakıyorsunuz çok hasta! Ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bu yüzden hiçbir şeyi uzun vadeli düşünemiyoruz. Tek arzum Sedat'ı ayakta görmek. Allah'a Sedat'ı benden önce ya da beni ondan önce almasın diye dua ediyorum. İnanıyorum ki bu hastalıkta bir gün çare bulunacak ve Sedatım'ı ayakta görebileceğim.

* Efe ve Uğur için ne düşünüyorsunuz?

Her şey onlar için! Ne bir anne babanın, ne de bir baba annenin yerini tutamaz. Ama isteklerini babalarını aratmayacak şekilde yapmaya çalışıyorum. Futbolu çok seviyorlar, bir süre de ilgilendiler. Oynamak isterlerse destekleriz. Fakat ben okumalarını istiyorum. Onların da en büyük hayali babalarıyla birlikte bir yurt dışı gezisi! Ne diyebilirim; her şey gönüllerince olsun.


Elif Şıpka

DİĞER SPOR HABERLERİ
Beşiktaş 6.8 G.Saray 7Kartal'ın kozu İnönü
Aslan'ın silahı KralYıldırım itiraf
Lideriz, lider bitireceğizBirbirlerini üzmediler: 0-0
Zirve aşkınaTrabzon ruhu dönecek
Emre'nin kader günü: 19 MartHalil altına koşuyor
Filede skandal istifa getirdiDenizlispor-Ankaragücü...
Günün Programı...Spor turu
Haber hattı
SAKLAMBAÇ
Onlarla Onlarla sakın buluşmayın
Pınar Altuğ, Kaya Çilingiroğlu, Cem Hakko ve Hüsnü Şenlendirici...
Yakamdan düşün
Arıza olmak o kadar güzel ki!
Annelik çok zor zanaat
Efsane dönüyor
Kreminiz spermli mi?
Bu haftayı fırsat bilin
EKONOMİ
Baklavaya Baklavaya pizza dopingi
Antepli Dedeoğlu Baklavacısı, 3. kuşağın yönlendirmesiyle, baklavacı...
Bir haftada borsada 16...
Brüksel'de durmayan tren...
Enflasyon yeniden iki hane:...
TEB bireyselle büyüdü kârını...
'Yeni projeyi Türkiye'ye...
Seyrantepe stadyumu için ayın...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Sağanak Yağmurlu 14°C 11°C 
ANKARA Sağanak Yağmurlu 14°C 5°C 
İZMİR Sağanak Yağmurlu 19°C 13°C 
ANTALYA Sağanak Yağmurlu 19°C 12°C 
ADANA Sağanak Yağmurlu 19°C 12°C 
EKONOMİ
IMKB E: 40.550,340 D:% 2,43
DOLAR S: 1,426 D:% 0,21
EURO S: 1,878 D:% 0,16
GÜNE BAKIŞ
MAGAZİN
GÜNCEL
AKTÜEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu