Dünyada ilk kez geliştirilen bir yöntemle hasarlı göze doğal görüntü ve hareket kabiliyeti sağlayan Türk doktorların başarısı, tıp dünyasında geniş yankı uyandırdı.
İlk kez 1993 yılında tasarlanarak uygulanan ve başarılı sonuçları ile dikkat çeken yeni bir protez göz ameliyatı, Türk Oftalmoloji (göz ve göz hastalıklarıyla uğraşan bilim dalı) tarihine girdi. Opr. Dr. Levent Akçay ve ekibi tarafından bulunup geliştirilen ÜTSE (Üst Temporal Sklerotomi Yoluyla Evisserasyon) yöntemi, dünyada ilk olma özelliği taşıyor.
DOĞAL GÖRÜNTÜ Geliştirilen yöntemde; kaza, kanser ya da doğuştan fonksiyonlarını yitirmiş göz tamamen alınmıyor. Gözün beyaz kılıfı ve korneası korunarak içine vücut ile uyum sağlayacak bir madde yerleştiriliyor. Korneasında zayıflık olmayan gözlerde uygulanabilen bu yöntemle göz doğal bir görünüşe ve hareket kabiliyetine sahip oluyor.
DÜNYANIN İLGİSİ BÜYÜK Bu yöntem dünyada da büyük ilgi görüyor, hızla yaygınlaşıyor. Türk ve dünya tıp tarihine geçen çalışmada protez göz ameliyatlarında uygulanan yöntemlerin aksine gözün tamamını almadıklarını anlatan Opr. Dr. Levent Akçay, "Uyguladığımız yöntem gözün doğal hareket ve görüntüsünü koruyor" diyor. Ülkemizde diğer okuloplastik cerrahlarla da uygulama alanı bulmaya başlayan bu yöntemde amaç, 'doğal göze yakın hareket kabiliyeti sağlamak' olarak açıklanıyor. Yeni yöntem ile gözün dış zarları kullanılarak doğal ve hareketli bir göz ve bunun üzerine de protez imkanı sağlanıyor.
15-20 DAKİKA SÜRÜYOR Yapılan operasyonda gözün içerisinde gözümüzün hareketini sağlayan 6 adet kasımıza, gözün beyazına yani kılıfına (sklera) ve saydam tabakasına (kornea) dokunulmuyor. Bir anlamda gözün artık işlevini yitirmiş iç kısmı alınıyor. Gözün saydam tabakası korunuyor. Saydam tabaka yerinde bırakıldığı için gözün dış orijinalliği bozulmamış oluyor. Sonuçta gözün hareket kabiliyetine dışarıdan bir müdahale yapılmıyor. Göz ameliyat öncesinde sahip olduğu hareket kabiliyetine ameliyat sonrasında da sahip oluyor. Ameliyat toplam 15-20 dakika sürüyor. Bu süre, hastanın motivasyonunun artmasına daha hızla toparlanmasını sağlıyor. Klasik yöntemde ise hasta korneası çıkarılıyor ve ameliyat sonrasında da özel bir yapımla protez hazırlanıyor. Bu koşullarda hareketler daha kısıtlı oluyor ve gözün operasyon aşamaları uzuyor.
ÇOK ÖZEL BİR YAPIM Gözün iyileşme ve protezin kullanım süresi bazen üç ayı bulabiliyor. Ancak yeni yöntem gözün iyileşme ve protez uygulama süresini bir ay gibi kısa bir süreye çekiyor. Gözün kornea veya sklera gibi kılıfının da alındığı protez ameliyatlarında hareketli protez için vida yerleşimi sonrasında nadir de olsa enfeksiyon ve çapaklanma oluşuyor. Ancak yeni yöntemde bu sorunlar yaşanmıyor. Opr. Dr. Akçay, yeni yöntemde gözün korneasında yırtık ya da zedelenme yok ise hiçbir problemle karşılaşmadıklarını vurguluyor.