Kadınlara oranla erkeklerde üç kat daha fazla görülen kekemelik, hastalıktan sayılmıyor ama pek çok kişiyi neredeyse hayatından bezdiriyor.
Erken yaşta başlayan ve nedeni hakkında kesinleşmiş bir bilgi olmayan kekemelik, aslında bir hastalık değil. Her ne kadar kişinin hayatını zorlaştırsa, pek çok sıkıntı yaratsa da, kekemeliğin tedavi edilebilir bir konuşma bozukluğu olduğu belirtiliyor. "Tedavideki amaç, iyileştirmek değil, konuşmanın akıcılığında düzeltmeler yaparak iletişimin kalitesini artırmak olmalı" diyen uzman odyolog ve psikolog Sevtap Babayiğit, kekemeliğin hangi durumlarda ortaya çıktığı, tipleri, nasıl davranılması gerektiği ve tedavisi konusunda önemli açıklamalarda bulunuyor. Değişik toplumlarda değişik sıklıklarda yaşanan kekemelik, erkeklerde, kadınlara oranla üç kat daha fazla görülüyor. Kekemeliğin bir karakteri de ailede görülme sıklığının yüksek olması ve nesilden nesile ortaya çıkması. Bu durum uzmanlarda, genetik faktörlerin de önemli olabileceğini düşündürüyor. Pek çok açıdan kekemelik bir çeşit çocukluk rahatsızlığı sayılıyor. Şüphesiz çok ileri derecede kekemeliği olan birçok yetişkin mevcuttur ama hemen hemen tüm vakalarda rahatsızlık okul öncesi çağlarda oluşuyor.
HANGİ DURUMDA YAŞANIYOR? Kekemeliğin ciddiyeti zaman içinde farklılık gösteriyor. Bazen ortadan kalktığı gibi, bazen de çok ciddi bir tablo yansıtabiliyor. Bazı kekemelerin tek başınayken, bir hayvan ya da bebekle konuşurken, şarkı, şiir söylerken, küfrederken kekelemedikleri biliniyor. İlginç olaylardan biri de kekemenin tiyatro oyununda başka bir kişiliği oynarken kekelememesi veya birkaç lisan bildiğinde sadece bir lisanda kekeliyor olması. Kekemelerde ciddi bir tablonun oluşabileceği durumlar ise şöyle:
* Kalabalığa konuşma yapılması.
* Telefonla konuşma anı.
* Uzun kelime söyleme zorunluluğu.
* Kısa sürede konuşma mecburiyeti.
* Sabırsız bir dinleyiciye birşeyler anlatma durumu.
* Duyulmadığında tekrarlama hali.
* Reddedildikleri zamanlar. Tipik bir kekeme diğer yönleri ile herkesten farksızdır, hiçbir fizyolojik ve yapısal farklılık göstermez. Ortak bilinen birşey de genelde kekemelerde konuşmanın geç başladığı ve ülasyon bozukluğu' denilen bazı seslerin yanlış telaffuzunun çocukluğunda varolduğudur.
DÖRT FARKLI TİPİ VAR Konuşmanın akıcılığı ile ilgili bir iletişim bozukluğu olan kekemeliğin dört tipi bulunuyor. Bunların; dikkat çekecek kadar anormal duraklamalar, ses veya heceleri uzatmalar, tekrarlar ve bazı patlamalı sesler denilen harfleri çıkartmadaki zor ataklar olduğunu açıklayan uzmanlar, kekemeliğin bazı özelliklerinin ikincil özellikler olduğunu belirtiyor. Vücut ve yüz hareketlerinin de kekemenin durumdan kaçma çabalarına eklendiği durumlarda, bu tip davranışların bir özelliği, olayı daha anormal duruma dönüştürmeleridir. Hatta bazı kekemelerde terapi seansları sadece bu ikincil davranışları ortadan kaldırmayı amaçlar ki, söylenmeye çalışılan daha iyi anlaşılabilsin. Kekemelerin çoğu konuşmalarını daha akıcı hale getirme amaçlı pek çok strateji kullanabilir, ama bu stratejiler zaman içinde sorunu çözmeyip daha karmaşık bir ızdıraba dönüştürebilir. Bu da psikolojik sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
TEDAVİ UZUN SÜRÜYOR Seanslar halinde ve değişik yöntemler uygulanan kekemeliğin tedavisi uzun sürüyor. Tedavi öncesi asıl amaç saptanıyor, fikir birliğine varılması gerekiyor. İstenilen kriterler tedavi aşamalarının ana hatlarını belirliyor. Durum böyle olduğunda hekime büyük görev düşüyor. Her tedavi metodundan haberdar olması gereken hekimin hastasını tanıdıktan sonra hangi metodla tedavi uygulayacağında başarılı sonuç alacağını bilmesi ve ona göre kendini- hastasını yönlendirmesi gerekiyor.