Talebi daraltmak için çekilen yüksek faiz silahının reel sektörü vuracağını belirten Büyükdeniz, "Ekonomi daraldıkça yabancı ilgisi de azalır" dedi.
İsmi Merkez Bankası Başkanı adayı olarak gündeme gelen Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Adnan Büyükdeniz, uygulanan para politikasıyla istenilen sonucun alınamayacağını söyledi. Yüksek faiz politikasının talebin yanı sıra ekonomiyi de daraltıcı sonuçlar doğuracağını belirten Büyükdeniz, "Para politikası enflasyon hedeflemesine endeksli" dedi. Bu sistemde Merkez Bankası'nın sistematik olarak enflasyon tahminlerini gözden geçirdiğini ifade eden Dr. Büyükdeniz, şöyle konuştu:
ŞİRKETLER BORÇLANIYOR "Bana göre nominal faizlerden ziyada reel faizlere bakılmalı. Enflasyon hedefi yüzde 4, piyasada faizler yüzde 20'lerde. Nerdeyse yüzde 13 seviyesinde reel faiz söz konusu. Bu oran çok yüksek." Faiz oranlarının bir sonuç olduğunu belirten Büyükdeniz, "Neden bu kadar yüksek reel faiz ödeniyor?" diye sorduktan sonra açıklamalarına şöyle devam etti: "Para politikasının reel ekonomiye aktarım süreci denen bir şey var. Buna bakmak lazım. Birincisi talep yönünden gerçekleşir, para politikasının talep daraltıcı etkisinin olduğunu biliyoruz. Ama bizim gibi öz kaynakların yeterli olmadığı ekonomilerde para politikasının reel ekonomiye etkisi sadece taleple sınırlı kalmaz, arz yönüyle yani maliyet yönüyle ilgilidir. Şirketlerin stok devir hızı ve satışları yavaşlıyor, firmalar bu açığı kapatmak için borçlanmaya gidiyor." Yabancı yatırımcıların sadece yüksek reel faiz için Türkiye'ye gelmediğini dile getiren Dr. Büyükdeniz, daralan ve beklentileri bozulan bir ekonomiye yabancı ilgisinin azalacağını belirtti.
DÖVİZ DAHA CAZİP Büyükdeniz, "TL kredisi maliyeti yüzde 30'lara yaklaşıyor. Ama döviz kredileri yüzde 6-8 arasında. Bunu üzerine TL'nin değer kaybı riski alınıyor. Döviz kredileriyle karşılaştırıldığında yüzde 22 gibi bir avantaj var, bu yüzden şirketler dövizle borçlanıyor" dedi.