Buzda dans
Bu aralar her şeyde bir gariplik var. Bahçedeki köpek havlamıyor. Küresel ısınma anlaşılan onu da etkilemiş. Kediler bile erkenden "iştutmaya" başladı. Mart ayını bekleyemediler. Gözümün önünde devamlı oynaşıp duruyorlar. Ağaçlar çiçeklerini çoktan açtı. Hem de Şubat ayının ortasında. Sokaklarda şemsiye satan seyyar satıcılar da yok oldu artık. Ne kar; ne de yağmur var. Parası olan insanlara mağazalarda yüzde 70 indirim var. Her şey sudan ucuz! Parasıolmayana ise yüzde 100 indirim olsa bile nafile. Onlar çoktan ölmüş, ağlayanı yok. Millet bu yıl üçkuruşzam aldı; ama nedense kasko fiyatları yüzde 40 arttı. Bu durumda millet ne yaptı? "Arabama bir şey olacağına, sağlığıma bir şey olsun!" dedi ve özel sağlık sigortalarını iptal ettirdi. Yaşadığımız gariplikler bununla biter mi? Bitmez. Dışarıda hava sıcak olsa da, evde pazar günleri buz gibi bir hava esiyor. Esen buz gibi hava erkeklerin içini ısıtıyor! Gariptir; biz Türk milleti düzyolda yürümesini bile çoğu zaman beceremeyiz. 10santimetrelik kaldırımdan düşüp ayağını kıran pek çok kişi tanırım. Ama millet pazar günü nedense buz kesiyor! Ekranın karşısında yerini alıyor. 'BuzdaDans' adlı yarışma programını izliyor. Yarışmanın jürisine diyeceğim yok. Albirini,vurötekine... Hepsinin de Türkiye'ye "BuzDansı" oyunlarında birkaç madalya getirmişlikleri var ya, o yüzden benim lafım onlara değil, oyunculara. Oyuncu dediysem, öyle hepsine değil. Sadece ZeynepTokuş'a. Jinekologkocası anlaşılan kızmış. Ne de olsa maço erkek! Arada bir ZeynepHanım'ı dövdüğünü gazetelerden okuyoruz. Ama adamcağız bu sefer haklı. Kadının orası burası görünüyor. Geçenlerde "Biraz izleyeyim!" dedim. Bizim hatun gözlerimi oyup avucumun içine koyacaktı neredeyse. Hatta üzerime gürledi de! "Gitköşeyazınıyazsen!" dedi. Arkasından da ekledi: "Bu kadının kocası yok mu? Hiç ateşlebarut yan yana olur mu? Böyle bir yakınlaşmada insan, ister istemez bir şeyler hisseder." O sırada ben kös kös odama çekildim! Karıma hak verdim. Çünkü bu tür pozisyonlarda şeytan hep hazırdır. Bunun örnekleri geçmişte hep vardır. Adamı çeker vurursun; sonra da hakime dersin ki; "Vallahibilerekolmadıhakimbey.Şeytandoldurdu." Sanki tetiği çeken şeytanmış gibi! Adam, kadınla iş tutar. "Vallahi bilerek olmadı karıcığım. İki duble içmiştim. Biraz yakınlaştık. Sonra da şeytana uyduk." Bu şeytan işte böyle şerefsizdir! İnsanın içine bir kere girmeye görsün. Peki bunun önlemi var mı? Kadını ya da adamı şeytanınkollarına teslim etmeyeceksin. Yoksa şeytan dürtüyor! Unutmayın ki, ten dokunur; ama kokusu baş döndürür. Ondan sonra gel de kadının içinden "karaşeytanı!" çıkar. Bunun günahını da millete izleterek ödet. Vallahi olacak iş değil. Günahı izletenlerin boynuna olsun.