Camıma kadar geldin sandım
Siz hiç beklenmedik bir anda hoş bir sürprizle karşılaşıp heyecandan tir tir titrediniz mi? Mutlulukla hüzün arası bir duygu yaşadınız mı? Emin olmadan bilmek için çırpındınız mı? Ve sonra da... Odamda bilgisayarıma kapanmış, yine yazılar yazıyordum. Tam yoğunlaşmıştım ki, bir anda açık olan camımdan içeriye hoş bir müzik sesi geldi. Canlı bir şekilde akordiyon çalınıyordu, romantik bir parça. Perdemi aralayıp bakmaya çekindim. İçimi müthiş bir heyecan aldı. Sanki ben Juliet'im de Romeo pencereme gelip romantik parça çalacak. Kim olacağı hakkında hiçbir fikrim de yok. Bir heyecan bir heyecan, çaktırmadan perdeyi araladım. Baktım tam camın önünde. Daha dikkatli baktım. Bir sokak çalgıcısı camımın önünde sabah sabah akordiyon çalıyor. Etiler'in göbeğinde daha önce görülmemiş bir durum bu. Şaşakaldım. Hemen odama geri döndüm. Biraz da hayal kırıklığıyla tabii. Tanımadığım, benimle ilgisi olmayan herhangi biriymiş. Halbuki o geçen hızlı birkaç saniyede ben ne senaryolar üretmiştim. Ne masallar, ne sahneler geçti aklımdan... Yakışıklı beyaz atlı prensten tutun da, bana açılmaya çekinen bir hayranımın içini dökmesinden, eski bir sevgilinin dönüşüne kadar... Ah kafam ah, çocukluğumdan beri üstümden atamadım şu hayalperestliği. Olsun ama büyüyünce yaratıcı yazılar çıkarmama yardımcı oluyor şimdi... Sen kalk 1829'da Viyanalı bir piyano yapımcısının bulduğu, klavyenin tuşlarına basmakla serbest metal dillerin titreşmesini sağlayan bir müzik aletinden böyle esinlen...