Biz ve yalnızlığımız
Bir "SevgililerGünü" daha geçti. Aslında geçen "Sevgililer Günü" değil. Geçip giden bir ömür . Hem de koca bir ömür. Ama hiçbir zaman değerini bilmediğimiz kısacıkbirömür! Biliyorum, bazı insanlar 14Şubat günü içten içe üzüldüler. "Nedenbirsevgilimyok?" diye haykırdılar. Halbuki bilmez o insanlar yalnızlığın güzel taraflarını. Çünkü tek başına yalnızlık acı vermez insana. Esas acıyı çeken "İkikişilikyalnızlık" içinde olanlar. Ne biriylesin, ne de tek başınasın... Ne birine "Seniseviyorum" diyebiliyorsun, ne de "Sendennefretediyorum..." Yılların getirdiği alışkanlıklar ya da çocukların varlıklarıdır, o çiftleri bir arada tutan şey. İşte bundan tam bir ay önce piyasaya çıkardım "İkiKişilikYalnızlık" adlı kitabımı. Sağ olsun, okuyucularım çok yoğun bir ilgi gösterdi. Bu arada üzülerek gördüm ki, ne kadar "İkiKişilikYalnızlık" çeken çift varmış. Hepsi kahramanım Zehra'nın yaşadıklarına şahitlik ediyor gibiler. Kimi "İkiKişilikYalnızlık" adlı romanımdan ders çıkardığını yazmış bana. Kimi ise zaman içinde yaptıkları hataları görmeyip, bana "Benneredeyanlışyaptım?" diye soruyor. Bu hayatı anlaşılmaz ve çekilmez kılan yine bizleriz. Hangi birimiz mutluluğu satın alabiliyoruz ki? Tıpkı içimize çektiğimiz havayı satın alamadığımız gibi. Ne yazık ki, sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilmiyoruz. Örneğin, sahip olduğunuz kocanın ya da kadının... O nedenle hep başka bir kadının hayatımızda olmasını isteriz. Ya da başka bir adamla evli olmayı düşleriz. Ama gerçek bu düşlerden ibaret değil. O kadınlarla evli olan adamları da, o erkeklerle evli olan kadınları da gördüm. Onlar da aynı şeyleri düşlüyorlar. Keşke başkabiradam... Keşke başkabirkadın... Çözüm bir başkası değil. Biz değişmediğimiz müddetçe bu uzun ömürlü hayat, kısa ömürlü bir hayata dönüşüveriyor. Bu yüzden, "İkiKişilikYalnızlık" adlı kitabımı yazdım. Yazarların topluma karşı sorumlulukları var. Topluma ayna olmak zorundalar. "İkiKişilikYalnızlık" adlı kitabım, ne gariptir ki, sizin içinizden birisinin hikayesi. O nedenle belki kitaba sahip çıktınız. Çıkmaya da devam ediyorsunuz. Biliyorum, zor şeydir yaşadığımız kötü şeyleri birisi ile paylaşmak. Birinden yardım istemek. Birilerinin bizi anlamasını beklemek. Kahramanım Zehra'da 20 yıl yaşadıklarını içine atmıştı. Taa ki, adamın biri, bir gün çıkagelip onun hayatını yazana değin. Geçen gün beni aradı Zehra. Cesaretini toplamış, en sonunda kendi hayatını anlatan kitabı okumuştu. O küçük kadın, tok sesiyle dedi ki: "Sayende kendi yalnızlığım ile baş başa kaldım. 'İkikişilikyalnızlık'tan kurtulup nihayet 'ben' olabildim. 20 yıldır benim yapmam gerekeni, ne yazık ki sen bu kitabı yazarak yaptın. Beni kendime getirdiğin için sana teşekkür ederim." Ben de size teşekkür ederim sevgili okuyucularım. Yazdığım kitabı benimle paylaşmaya devam ettiğiniz için.